Sindirim Sisteminin Yapı, Görev ve İşleyişi Konusuna Ait Sayfa

Konu Detayı Sayfası

Sindirim Sisteminin Yapı, Görev ve İşleyişi

İnsan Fizyolojisi

Sindirim Sistemi

9537

Sindirim Sisteminin Yapı, Görev ve İşleyişi
  • Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için organik ve inorganik maddelere ihtiyaç duyarlar.
  • Canlıların ihtiyaç duyduğu bu maddelere besin, bu maddeleri karşılama olaylarına ise beslenme denir.
  • Her canlı yaşamını sürdürmek için besin kullanmak zorundadır.

Besinler şu amaçlar için kullanılır;

  • Enerji elde etmek için,
  • Özümleme (yapım) olaylarında kullanacakları yapı taşlarını (monomerleri) sağlamak için,
  • Enzim, hormon gibi düzenleyici molekülleri sentezleyebilmek için besin kullanırlar.

Üretici canlılar (ototroflar) yaşamları için gerekli organik besin maddelerini fotosentez ya da kemosentez ile kendileri üretir.

Tüketici canlılar ise (heterotroflar) besinlerini hazır olarak alırlar.

Sağlıklı ve dengeli bir beslenme için gerekli olan besin maddeleri;

  • Karbonhidratlar
  • Yağlar
  • Proteinler
  • Vitaminler
  • Su, tuz ve minerallerdir. (İnorganik besinler)
  • Su, tuz, mineraller ve vitaminler sindirime uğramadan hücre zarından direk geçebilirler.
  • Ancak karbonhidrat, yağ ve proteinler gibi kompleks besin maddeleri hücre zarından direk geçemezler.
  • Bu maddelerin hücre zarından geçebilmesi için su ve enzimler yardımıyla kendilerini oluşturan yapı taşlarına (monomerlere) parçalanmaları gerekir.
  • Bu olaya sindirim denir.
  • Sindirim olayında görev alan organların oluşturduğu sisteme ise sindirim sistemi denir.
  • İnsanda sindirim; hücre dışı yıkım olayıdır ve sindirim hidroliz ile gerçekleşir. Hidrolizde ATP enerjisi harcanmaz.

Sindirimde;

  • Karbonhidratlar; glikoz,
  • Yağlar; yağ asitleri ve gliserol,
  • Proteinler ise amino asit birimlerine ayrışırlar.

Sindirime uğramadan hücre zarından direk geçebilen bazı maddeler;

  • Glikoz, fruktoz, galaktoz, riboz ve deoksiriboz
  • Amino asitler
  • Yağ asitleri, gliserol ve steroitler
  • Vitaminler
  • Nükleotitler
  • Mineraller, tuzlar ve su
  • Solunum gazları (O2 ve CO2)
NOT: Bu maddeler sindirime (hidrolize) uğramazlar.

Sindirim ile parçalanması gereken ve hücre zarından direk geçemeyen maddeler;

  • Maltoz, sükroz, laktoz, nişasta, glikojen, selüloz, kitin
  • Proteinler, dipeptitler, tripeptitler
  • Nötral yağlar (trigliseritler) ve fosfolipitler
  • DNA, RNA, ATP
  • Enzimler
NOT: Bu maddeler sindirime (hidrolize) uğrarlar.

Sindirim Çeşitleri

  • Sindirim olayı mekanik ve kimyasal olmak üzere iki şekilde gerçekleşir.
  • Kimyasal sindirim gerçekleştiği yere göre hücre içi ve hücre dışı sindirim şeklinde olur.
1. Mekanik (Fiziksel) Sindirim
  • Besinlerin fiziksel olarak küçük parçalara ayrılmasıdır.
  • Enzim kullanılmadan gerçekleşir.
  •  Besinlerin yapısında bulunan bağlar koparılmaz.
  • Amacı; sindirilecek besin maddesinin yüzeyini arttırmaktır.
  • Çünkü besinin yüzeyi ne kadar fazla olursa kimyasal sindirim o kadar hızlı olacaktır.
  • Mekanik sindirim ile besinin yüzeyi arttığından kimyasal sindirimde rol alan enzimlerin çalışma hızı artar.
  • Örnek; dişlerle yapılan çiğneme hareketi, midenin peristaltik hareketleri, safra salgısının yağları etkilemesi.
  • Mekanik sindirimin olmaması kimyasal sindirimin daha yavaş olmasına neden olur.    
2. ​​Kimyasal Sindirim (Hidroliz)
  • Büyük moleküllü besinlerin su ve enzimler yardımıyla yapı taşlarına ayrılmasıdır.
  • Temel amacı; besinleri hücre zarından geçirebilecek hale getirmektir. 

  • Sindirim reaksiyonları hidroliz olayıdır.
  • Hidroliz; hem hücre içinde hem de hücre dışında olabilir.
  • ATP enerjisi harcanmaz. Reaksiyonlar için gerekli olan enerji vucüt ısısından ya da ortam ısısından sağlanır.
  • Ancak su kullanılır ve enzimler görev yapar.
  • Besinlerin yapısındaki bağlar koparılır. (Glikozit, ester, peptit, fosfodiester bağları gibi)
Kimyasal sindirim gerçekleştiği yere göre;

1. Hücre içi sindirm,

2. Hücre dışı sindirim olmak üzere ikiye ayrılır.

1. Hücre İçi Sindirim
  • Besinler hücre zarı tarafından koful oluşturularak endositoz ile hücre içine alınır. (ATP enerjisi harcanarak)
  • Endositoz ile hücre içine alınan besin katı ise fagositoz, sıvı ise pinositoz adını alır.
  • Hücre zarından oluşan koful, hücre içinde lizozom organeli ile birleşir. (Lizozomda hücre içi hidroliz enzimleri bulunur. Bu enzimlerin proteinleri granüllü endoplazmik retikulum üzerindeki ribozomlarda sentezlenir ve golgi organelinde enzin olarak işlenir.)
  • Lizozomdaki enzimler besinleri yapı taşlarına kadar parçalar.
  • Lizozom organeli sadece hücre içi sindirimde görev alır. Hücre dışı sindirimde görev yapmaz.
  • Oluşan besin monomerleri sitoplazmaya geçer ve hücre tarafından kullanılır.

NOT: İnsanlarda bazı akyuvar (fagositoz yapan) hücrelerinde görülen hücre içi sindirim olayı savunma amaçlıdır.

Hücre içi sindirimi yaparak beslenen bazı canlılar;

  • Amip, öglena, paramesyum
  • Süngerler
  • Sölenterler
2. Hücre Dışı Sindirim
  • Büyük moleküllü besinlerin hücre dışında monomerlerine ayrıştırıldıktan sonra hücre içine alınarak kullanılmasıdır.
  • Hücre dışındaki besinlerin sindirimi için; hücreler ekzositoz ile (ATP enerjisi harcayarak) hücre dışına enzim salgılarlar.
  • Besinler monomerlerine ayrıştırıldıktan sonra pasif taşıma (difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon gibi) ve aktif taşıma ile hücre içine alınırlar.

NOT: İnsanlar beslenme yoluyla aldıkları besinleri sindirim kanalında hücre dışı sindirim ile monomerlerine ayrıştırır.

  • İnsanda hücre içi sindirim olayları da görülür.
  • Örneğin; akyuvar ve makrofaj gibi savunma hücrelerinin mikroorganizmaları fagozitoz ile yok etmesi gibi.

Hücre dışı sindirimi yaparak beslenen bazı canlılar;

  • Çürükçül (saprofit) canlılar; örnek mantarlar ve bazı bakteriler,
  • Bazı omurgasızlar,
  • Böcekçil bitkiler,
  • Omurgalılar (insanlar)

NOT:

  • Hücre dışı sindirim yapan ökaryot hücreli canlılar enzimlerini koful oluşturarak ekzositoz ile hücre dışına gönderirler.
  • Bakteriler ise koful oluşturamadıkları için ekzositoz yapamazlar. Hücre dışına gönderecekleri enzimleri translokaz denilen taşıyıcı proteinler yardımıyla (hücre zarı üzerindeki) hücre dışına gönderirler.

Hücre dışı sindirimde sırası ile şu olaylar gerçekleşir.

  • Granüllü endoplazmik retikulum üzerinde bulunan ribozomlarda protein sentezlenir.
  • Bu proteinler golgi organeline taşınarak burada enzimlere dönüştürülür ve paketlenir.
  • Koful şeklinde paketlenen enzimler hücre zarından dışarı gönderilir.
  • Besinler hücre dışında parçalanır.
  • Oluşan monomerler pasif ya da aktif taşıma ile hücre içine alınarak kullanılır.

NOT: Hücre dışı sindirim olayı, hücre içi sindirime göre daha avantajlıdır. Çünkü hücre içine alınamayacak kadar büyük besinlerden de canlının faydalanması gerçekleşir.

İnsanda Sİndirim
  • İnsan vücudunda gerçekleşen sindirim olayı, hücre dışı sindirim olup katabolik reaksiyonlar zinciridir.

İnsanda sindirim olayı 4 ana basamağı içerir.

  1. Besinlerin organizma tarafından alınması
  2. Mekanik sindirim olayları
  3. Kimyasal sindirim olayları
  4. Besinlerin emilimi

İnsanda Sindirim Sistemini Oluşturan Yapılar
  • İnsanda sindirim sistemi; sindirim kanalı ve sindirime yardımcı organlardan oluşur.
  • Sindirim kanalında bulunan organlar sırasıyla; Ağız, Yutak, Yemek Borusu, Mide, İnce Bağırsak, Kalın Bağırsak ve Anüstür.
  • İnsan sindirim kanalını oluşturan organların ortak özelliği dıştan içe doğru bağ doku, düz kas dokusu ve epitel doku (mukoza tabakası) olmak üzere üç tabakadan oluşmasıdır.
  • Sindirim kanalı hücre dışı bir ortamdır. Yani bu organlarda hücre dışı sindirim olur.
  • Sindirim kanalında ATP enerjisini gerektiren olaylar olmaz. (Çünkü ATP hücre dışına çıkmayan bir moleküldür.)
  • Ağız, mide ve ince bağırsakta sindirim olayları gerçekleşirken, yutak, yemek borusu ve kalın bağrsakta sindirim gerçekleşmez.
  • Anüs; sindirilemeyen ve emilemeyen atıkların vücut dışına atılmasını sağlayan açıklıktır.
  • Ayrıca ağız, mide ve ince bağırsakta hem mekanik hem de kimyasal sindirim olur.

Sindirime Yardımcı Organlar; 

► Tükürük Bezleri,

► Dişler, Karaciğer,

 ► Pankreas ve

► Safra Kesesidir. 

Bu yapılar ürettikleri çeşitli salgılarla sindirime yardımcı olurlar.

Sindirim Kanalı
  • Sindirim Kanalı; ağız, yutak, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve anüsten oluşur.
  • Tükürük bezleri, safra kesesi, pankreas ve karaciğer sindirime yardımcı organlardır.
Ağız
  • Ağızda sindirimde etkili olan dil, diş ve tükürük bezleri bulunur.
  • Besinlerin fiziksel (mekanik) sindirimi yapılır. Ayrıca tükrükteki amilaz enziminin etkisiyle nişasta ve glikojenin kimyasal sindirimi başlar.
  • Ağız boşluğunun iç yüzeyi mukoza denilen çok katlı epitel doku ile kaplıdır.
  • Ağız içinde bulunan dil besinlerin tadının algılanmasını ve birbirine karışmasını sağlar.
Dişler
  • Yetişkin bir insanın ağzında 32 diş vardır. Bunlardan 8 tanesi kesici diş, 4 tanesi köpek diş, 8 tanesi küçük azı, 12 tanesi de büyük azı dişleridir. 
  • Ön dişler kesme, köpek dişleri parçalama, küçük ve büyük azı dişleri öğütme görevlerini yapar.
Dişin Yapısı
  • Bir dişte üç kısım bulunur. Bunlar; taç, boyun ve kök kısımlarıdır.
  • Dişin dışta kalan ve görünen kısmına taç,
  • Diş eti ile bağlantılı olan kısmına boyun,
  • Çene kemiği içinde kalan kısmına ise kök adı verilir.
  • Bir diş, boyuna kesildiğinde dıştan içe doğru; mine, dentin (fil dişi) ve pulpa (diş özü) olmak üzere üç tabakadan oluştuğu görülür.

Mine: Sert, parlak ve dayanıklı olup dişin taç kısmını örten tabakadır. Mine tabakasının yapısında kalsiyum, fosfor ve flor bulunur.

Dentin: Dişin büyük bir kısmını oluşturan kemik yapıdır. Mine tabakasının hemen altında bulunur. Kök kısmına kadar uzanan ve kemiksi madde içeren tabakadır.

Pulpa: Dentin tabakasının iç kısmında yer alır. Kan damarları, sinirler ve dentin üreten hücrelerden oluşan dişin en içteki kısmıdır.

Dil
  • Dil, ağız içinde büyük bir hareket yeteneğine sahiptir.
  • Besinleri ağız içinde çevirip yutağa iter.
  • Ayrıca tat alan ve konuşmaya yardımcı olan bir organımızdır.
Yutak (Farinks)
  • Yutak, yemek borusu ve soluk borusu olmak üzere iki yere açılır.
  • Yemek borusu mideye, soluk borusu akciğerlere bağlıdır.

Besinlerin Yutulması Sırasında Gerçekleşen Olaylar
  • Yutkunma sırasında besinlerin soluk borusuna kaçmasını gırtlak kapağı (epiglottis) adı verilen kıkırdak bir kapak engeller.
  • Yutkunma sırasında epiglottis soluk borusunu kapatır.
  • Yemek borusunun başlangıcında besin taşınması sırasında yemek borusunu kapatan ve maddelerin geçişini düzenleyen sfinkter kaslar (büzgen kaslar) denilen kapakçıklar vardır.
  • Sfinkter kaslar vücudumuzun bir çok yerinde bulunan ve özelleşmiş bazı bölgelerin geçiş noktalarındaki halka şeklindeki kaslardır.
  • Genel olarak bu kaslar; kasılı halde bulundukları için ilgili bölgeyi daraltır ve böylece madde geçişini düzenler.
  • Yutkunma istemli başlayıp istemsiz olarak devam eden bir refleks olayıdır. Omurilik soğanı tarafından kontrol edilir.
  • Yutkunma sırasında ağızın gerisinde bulunan yumuşak damak (küçük dil); yukarı doğru çekilerek besinin burun boşluklarına kaçmasını önler.
  • Kıkırdak yapılı olan epiglottis (gırtlak kapağı); yutkunma sırasında gırtlak girişini kapatarak besinin soluk borusuna kaçmasını önler.
  • Yutkunma sırasında sfinkter kaslar gevşer böylece besin yemek borusuna geçer.
  • Yutma sırasında solunum olayı iki saniyeden daha kısa bir süre için durur.
  • Lokma yemek borusuna geçince yemek borusundaki sfinkter kaslar kasılarak kapanır.
  • Burun boşluğunu kapatan küçük dil tekrar yerine gelir. Gırtlak kapağı yukarı kalkar, solunum yolu tekrar açılır.

Yutkunma Sırasında;

  • Küçük dil yukarı çekilir, burun boşluklarını ve hava girişini kapatır.
  • Gırtlak kapağı aşağıda, soluk borusunu kapatır.
  • Sfinkter kaslar gevşemiş durumdadır. Besinlerin yemek borusuna geçişini sağlar.

Yutkunma Sonrası;

  • Küçük dil aşağıda, burun boşlukları ve hava girişi açılır.
  • Gırtlak kapağı yukarı kalkar. Solunum yolu tekrar açılır.
  • Sfinkter kaslar tekrar kasılır ve bölgeyi kapatır. 
Yemek Borusu
  • Yutak ile mide arasında kalan kısımdır.
  • Görevi; lokmanın mideye iletilmesini sağlamaktır.
  • Yutak ve yemek borusunda mekanik veya kimyasal sindirim gerçekleşmez.
  • Yapısında en içte mukoza tabakası (epitel doku), ortada halka ve boyuna olarak yerleşmiş düz kaslar, dışta ise bağ doku bulunur.
  • Yemek borusunun iç yüzeyi; çok katlı yassı epitel dokuyla kaplıdır. Mukoza tabakasındaki goblet hücreleri yemek borusunun yüzeyini kayganlaştıran mukus sıvısını üretir.
  • Mukus; hem mukoza tabakasını korur hem de yemek borusunun iç yüzeyini kayganlaştırır.
  • Böylece besinler daha kolay ilerler.
  • Yemek borusundaki kas tabakasının yutağa bakan üst kısımlarında; çizgili kaslar bulunurken diğer kısımlarda dairesel ve uzunlamasına yerleşmiş düz kaslar bulunur.
  • Bu nedenle yutkunma istemli başlar ama istemsiz olarak devam eder.
  • Besinin yutulmasında çizgili kaslar etkilidir.
  • Düz kaslar ritmik kasılıp gevşeme hareketleri oluşturur.
  • Bu hareketlere peristaltik hareketler denir.
  • Peristaltik hareketler ile besinlerin mideye ulaşması sağlanır.
  • Besinin ilerlemesinde ayrıca yer çekiminin etkisi de vardır.
  • Yemek borusunun alt ucunda bulunan sfinkter kasın gevşemesi ile besin mide ağzından mideye girer.
  • Kusma olayı sırasında peristaltik hareketler ters çalışır.
Mide ve Yapısı
  • Mide; kaburgaların altında, karın boşluğunun üst sol bölgesinde bulunur. 
  • Besinlerin geçici olarak depo edildiği ve sindirim kanalının en geniş olan organıdır.
  • Peristaltik hareketlerle mekanik sindirim yapar.
  • Ayrıca proteinlerin kimyasal sindiriminin başladığı organdır.

  • Yemek borusuna bağlanan bölümüne mide ağzı (kardia) denir.
  • Mide ağzı sfinkter kastan oluşur ve mide içine geçen besinlerin yemek borusuna tekrar dönüşünü engeller.
  • Oniki parmak bağırsağı ile bağlantılı olan bölümüne mide kapısı (pilor) denir.
  • Mide kapısı da sfinkter kastan oluşur ve mide içindeki maddelerin kontrollü olarak oniki parmak bağırsağına boşaltılmasını sağlar.
  • Mide dıştan içe doğru; bağ doku, düz kaslar ve mukoza tabakasından oluşur.
  • Midenin ve karın boşluğundaki diğer organların üzeri bağ doku ve epitel dokudan oluşan periton zarı ile örtülüdür.
  • Buradaki epitel doku hücreleri salgı üreterek organların yüzeyini kayganlaştırır ve sürtünmeyi önler.
  • Orta tabakada bulunan düz kaslar; enine, boyuna ve çapraz yerleşmiştir.
  • Bu kasların kasılıp gevşemesi ile peristaltik hareketler oluşur ve besinlerin mekanik sindirimi gerçekleşir.
Midenin Çalışması
  • Midenin en iç tabakası olan mukoza tabakasında üç farklı hücre gurubu bulunur. Bunlar; 
    • Paryetal hücreleri,
    • Şef hücreleri ve
    • Goblet hücreleridir.
  • Paryetal hücreler; hidroklorik asit (HCl) ve gastrin hormonu salgılar.
  • Şef hücreler pepsinojen enzimi salgılar.
  • Goblet hücreleri ise mukus salgısı üretir.
  • Hidroklorik asit, pepsinojen enzimi, mukus sıvısı ve çok az lipaz enzimi mide özsuyunu oluşturur.
  • Midenin çalışmasını; parasempatik sinir sistemine ait olan vagus siniri ve gastrin hormonu düzenler.
  • Besini görmek, kokusunu ve tadını almak ya da besinin mideye ulaşması ile; vagus siniri gastrin hormonu salgısını uyarır.
  • Böylece mide bezlerinden pepsinojen enzimi ve mukus salgılanır.
  • Mukus salgısı mide özsuyunda bulunan HCl salgısını bağlayarak mukoza tabakasının yüksek asitten zarar görmesini engeller. Böylece mide duvarının kendi kendini sindirmesi önlenir. 
  • Paryetal hücrelerden salgılanan gastrin hormonu; kana verilir, kan yolu ile tekrar mideye gelir. (gastrin hormonunun hem salgılandığı yer, hem de hedef organı midedir.) Midenin mide özsuyu salgılamasını ve mide hareketlerini uyarır.
  • Midede besin olduğu sürece sinirsel ve hormonal düzenleme ile mide özsuyu salgılanmaya devam eder.

NOT: Mide; 

  • Ürettiği gastrin hormonunu kana verdiği,
  • Ürettiği sindirim enzimleri ile HCl'i ise mide boşluğuna verdiği için Karma Bez özelliği taşır.
  • Midede besinler bulamaç (kimus) haline gelir ve proteinlerin kimyasal sindirimi başlar.
  • Midenin pH'si yaklaşık 2 civarındadır. Yani yüksek asidik bir ortamdır.
  • Mide özsuyunda bulunan lipaz enzimi midede yağların sindiriminde etkili olmaz.
  • Çünkü lipaz enzimi bazik ortamda çalışabilen bir enzimdir.
Mide Özsuyunda Bulunan HCl'in Görevleri
  • İnaktif olan pepsinojen enzimini aktif olan pepsin enzimine dönüştürmek,
  • Proteinlere etki eden pepsin enziminin çalışması için uygun pH ortamı oluşturmak,
  • Besinlerle mideye gelen mikroorganizmaları etkisiz hale getirmek,
  • Pankreas ve bağırsak bezlerinin salgı yapmalarını uyarmak,
Midenin Kendi Kendini Sindirmemesini Sağlayan Faktörler
  • Gastrin hormonunun düzenleyici etkisi,
  • Üretilen yoğun mukus salgısının varlığı,
  • Pepsin enziminin pepsinojen olarak inaktif şekilde salgılanması
Mide Salgısının Düzenlenmesi Üç Aşamada Olur.

1. Merkezi, omurilik soğanında olan vagus siniri midede salgı üreten hücreleri uyarır. (Ağıza besin alınması, besini görme, düşünme ve koklama ile vagus siniri uyarılır.)

2. Uyarılan mide, gastrin hormonu salgılamaya başlar. Gastrin hormonu kan yolu ile mide bezlerini uyarır ve mide bezlerinden mide özsuyu salgılanır.

3. Mide içeriği (kimus) ince bağırsağa geçince onikiparmak bağırsağından mide hareketlerini yavaşlatan ve gastrin salgısını durduran enterogastrin hormonunun salgılanması.

İnce Bağırsak
  • Besinlerin sindiriminin tamamlandığı ve sindirilen besinlerin emiliminin yapıldığı organdır.
  • Oniki parmak bağırsağı (duedonum), boş bağırsak (jejenum) ve kıvrımlı bağırsak (ileum) olarak üç bölümden oluşur.
  • Duedonum mideye, ileum ise kalın bağırsağa bağlıdır.
  • Dıştan içe doğru bağ doku, düz kaslar ve mukoza (epitel) tabakalarından meydana gelir.
  • İnce bağırsaktaki düz kasların peristaltik hareketleri ile oluşan karışıma kilus denir.
  • Bağırsak yüzeyindeki villuslar besinlerin emilim miktarını artırır.

  • Villusların iç kısımlarında kılcal kan damarları ve lenf kılcalları bulunur.
  • Villus oluşmasını sağlayan epitel hücrelerinin bağırsak iç yüzeyine bakan kısmında sitoplazmik uzantılar olan mikrovilluslar emilim yüzeyinin çok daha fazla artırılmasını sağlar.
  • İnce bağırsaktaki bezler aminopeptidaz, karboksipeptidaz, maltaz, laktaz ve sükraz enzimlerini salgılar.
Dikkat!!!

Oniki parmak bağırsağından salgılanan hormonlar:

Sekretin: Besinler oniki parmak bağırsağına geldiğinde asidik kimüs, bağırsak mukozasından sekterin salgılatır. Sekterin kan dolaşımıyla pankreasa ulaşır. Pankreastan bikai.rbonat iyonlarının salgılanmasını sağlayarak, ince bağırsak pH'sının bazik özellik kazanmasını sağlar. Karaciğerde safra üretilmesini artırır.

Kolesistokinin: Safra sıvısının, safra kanalına boşaltılmasını sağlar. Ayrıca pankreası uyararak enzim salgılamasını sağlar.

Kalın Bağırsak
  • Yapısı dıştan içe doğru bağ doku, düz kaslar ve epitel doku (mukoza) kısımlarından oluşur.
  • Sırasıyla çıkan kolon, yatay kolon ve inen kolon adı verilen bölümlerden oluşur.
  • İnce bağırsak ile kalın bağırsağın birleştiği yere kör bağırsak denir.
  • Burada apendiks denilen bir çıkıntı vardır.
  • Bu yapının iltihaplanması apandisit hastalığını oluşturur.
  • Kalın bağırsak rektum (düz bağırsak) denilen yapı ile sonlanır.
  • Rektumun vücut dışına açılan kısmına anüs denir.
  • Kalın bağırsakta kimyasal sindirim yapılmaz ve yapısında villus yoktur.
  • Suyun, bazı tuzların ve buradaki bakteriler tarafından sentezlenen K vitamininin emilimi yapılır.
  • Dışkı kalın bağırsakta peristaltik hareketle ilerler.
  • Dışkının ilerlemesi için bağırsak mukozasından mukus salgılanır.

Sindirim Sistemine Yardımcı Organlar

Tükürük Bezleri

  • Kulak altı, dil altı ve çene altı olmak üzere üç çift tükürük bezi vardır.
  • Tükürük sıvısı; mukus, amilaz enzimi ve lizozim enzimlerinden oluşur.
  • Mukus; sodyum, kalsiyum iyonları ve glikoproteinden oluşmuş bir sıvıdır.
  • Amilaz (pityalin) enzimi ağızda karbonhidratların kimyasal sindirimi başlatır.
  • Lizozim, diş çürümesine yol açan bakterilerin öldürülmesini sağlar.
  • Tükürük, besinlerin ıslatılmasını ve yumuşatılmasınında rol oynar.

Pankreas

  • Pankreas pembe renkli ve yaprak şeklinde bir organdır.
  • Sindirimle ilgili salgıları virsung kanalı ile vater kabarcığına getirilir ve oniki parmak bağırsağına boşaltılır.
  • Bu salgının pH değeri yaklaşık 8.5 dir.
  • Pankreas öz suyunun yapısında su, bikarbonat, bazı iyonlar ve sindirimde görev alan farklı enzimler bulunur.
  • Pankreas tarafından karboksipeptidaz, amilaz, tripsinojen, kimotripsinojen, lipaz ve nükleaz enzimleri salgılanır.

Karaciğer

Karın boşluğunda ve midenin sağ üst kısmında yer alır. Üzeri, bağ dokusundan yapılmış bir kapsül ile örtülüdür. Bu kapsülün üstünde ise karın zarı (periton) bulunur.

  • Karaciğer, sağ ve sol lop olmak üzere iki kısımdan meydana gelir.
  • Her lop binlerce küçük lopçuktan oluşmuştur.
  • Lopçuklar karaciğerin temel yapı birimleridir.
  • Kan, karaciğer hücrelerine dalak, ince bağırsak, mide, pankreas ve kalın bağırsaktan gelen kapı toplardamarı ve kalpten çıkan aortun bir kolu olan karaciğer atardamarıyla gelir.
  • Karaciğer sağ lobunun alt yüzeyinde safra kesesi yer alır.
  • Karaciğer hücreleri tarafından salgılanan safra (öd sıvısı), ince kanalcıklar yardımıyla karaciğer kanalına getirilir.
  • Karaciğer kanalı, karaciğerden çıktıktan sonra iki kola ayrılır.
  • Kollardan biri olan koledok kanalı, oniki parmak bağırsağına safra sıvısını götürür.
  • Diğer kol ise, fazla safra sıvısını safra kesesine taşır.
  • Yağlı besinler oniki parmak bağırsağına ulaştığında ince bağırsaktan salgılanan kolesistokinin hormonu safra kesesinin kasılıp gevşemesini uyarır.
  • Safra koledok kanalıyla onikiparmak bağırsağının vater kabarcığı adı verilen bölgesine boşaltılır.

Safra ve Görevleri

Safranın bileşiminde; safra tuzları, yaşlanmış alyuvarların parçalanması ile oluşan safra pigmenti (bilirubin), fosfolipit, kolesterol, yağ asitleri, bikarbonat iyonları ve su vardır.

  • Yağların mekanik sindirimini sağlar.
  • Yağ asidi ve gliserol ile A, D, E, K vitaminleri emilimini kolaylaştırır.
  • Bağırsağa gelen asidik besinleri nötralize eder.
  • Antiseptik özelliği ile zararlı bakterilerin öldürülmesini sağlar.
  • Kandan, yaşlı alyuvarların parçalanması sonucu oluşan bilirubin ve kolesterolün fazlasının atılmasını sağlar.
Karaciğerin Görevleri
  • Hidrojen peroksiti parçalar (katalaz enzimi ile), ilaçların ve kendisine gelen toksik maddelerin zararlı etkilerini yok eder.
  • Yaşlanan alyuvar hücrelerini parçalar (kupfer hücreler ile).
  • Embriyonik dönemde alyuvar (retikulo endotel hücreler ile) üretir.
  • Kan yapımında etkili olan eritropoitein hormonunu salgılar.
  • Glikozun fazlasını, glikojen halinde depo eder ve kanda glikoz eksikliğinde, glikojenin parçalanması ile oluşan glikozları kana verir.
  • Amonyağı üre ve ürik asite dönüştürür.
  • A, D, E, K vitaminleri ile demir ve bakır gibi mineralleri depolar.
  • Provitamin A'yı (karoten), A vitaminine dönüştürür.
  • Albumin ve globülin gibi kan proteinlerini üretir.
  • Kanın pıhtılaşmasında görev yapan protrombin ve fibrinojen ile damar içinde kanın pıhtılaşmasını engelleyen heparini üretir.
  • Heparin bir polisakkarittir.

Besinlerin Sindirimi

Karbonhidratların Sindirimi

Ağızda başlar, midede sindirim olmaz, ince bağırsakta sonlanır.

  • Tükürük bezlerinden salınan amilaz (pityalin) enzimi nişasta ve glikojeni dekstrin ve maltoza birimlerine kadar parçalar.
  • Pankreastan salgılanan amilaz enzimi nişasta ve glikojeni oniki parmak bağırsağında maltoz ve dekstrinlere parçalar.
  • İnce bağırsakta üretilen sükraz, laktaz ve maltaz (disakkaridazlar) ise sakkaroz, laktoz ve maltozu yapı birimlerine kadar parçalarlar.
  • Dekstrinaz enzimi ise dekstrinleri glikozlara parçalar.
Yağların Sindirimi

Ağız ve midede yağların kimyasal sindirimi olmaz. Sindirim ince bağırsakta başlar ve tamamlanır.

  • Besinler oniki parmak bağırsağına ulaştığında safra sıvısı, yağları küçük yağ moleküllerine dönüştürür (mekanik sindirim=.
  • Pankreastan salgılanan lipaz enzimi yağ moleküllerini yağ asitleri ve gliserole parçalar.
Proteinlerin Sindirimi

Ağızda kimyasal sindirim olmaz. Midede başlar ve ince bağırsakta sonlanır.

  • Mideden salgılanan pepsinojen ve HCl birleşerek aktif pepsin enzimi oluşturulur. Pepsin proteinleri peptonlara parçalar.
  • Peptonlar oniki parmak bağırsağına ulaştığında pankreastan tripsinojen ve kimotripsinojen enzimleri salınır. Aynı zamanda oniki parmak bağırsağından enterokinaz enzimi salınır.
  • Tripsinojeni enterokinaz aktive eder ve aktif tripsin oluşur. Tripsin ise kimotripsinojen enzimini kimotripsine dönüştürür. Aynı zamanda prokarboksipeptidaz enziminin aktifleşmesini (karboksipeptidaz) sağlar.
  • Proteinler ince bağırsakta tripsin ve kimotripsin etkisiyle küçük polipeptit veya peptonlara parçalanır.
  • İnce bağırsak epitelinden salgılanan aminopeptidaz ve dipeptidaz enzimleri ile pankreastan ve ince bağırsak epitelinden salgılanan kaboksipeptidaz küçük polipeptitleri amino asitlere parçalar.
Nükleik Asitlerin Sindirimi

DNA ve RNA gibi asitlerin sindirimi ince bağırsakta başlar ve burada tamamlanır.

  • Pankreasta üretilen ve ince bağırsağa gelen nükleaz enzimleri nükleik asitleri nükleotit birimlerine parçalar.
  • Nükleotitleri ise ince bağırsak mukozasından salgılanan nükleotidaz enzimleri ile azotlu organik baz (adenin, guanin, timin ve sitozin), beş karbonlu şeker (riboz veya deoksiriboz) ve fosfat birimlerine  kadar parçalanır.
Besinlerin Emilimi
  • Besin yapı taşlarının, kan dolaşımına katılmak üzere bağırsak hücrelerine alınmasına emilim denir.
  • Sindirim kanalındaki besinlerin vücut hücrelerine ulaşabilmesi için sindirim organlarında en iç tabakada bulunan mukozadan emilerek dolaşıma katılmaları gerekir.
  • Besinlerin sindirimi ile oluşan monomerler (glikoz, fruktoz, galaktoz, riboz, deoksiriboz, amino asitler, azotlu bazlar, yağ asitleri, gliserol vb.) ile vitamin, mineral, su ve iyonların emilimi sindirim kanalının farklı kısımlarında gerçekleşir.
  • Besin maddelerinin emilimi; mide, ince bağırsak ve kalın bağırsakta gerçekleşir. Ağızda ve yemek borusunda besin maddelerinin emilimi olmaz. Ancak bazı zehirli maddeler ilaçlar ve bazı hormonların emilimi ağızda gerçekleşir.
  • Midede ise alkol ve yağda çözünen bazı ilaçların emilimi gerçekleşir. 
  • İnce bağırsakta monomer maddeler, vitaminler, mineraller, su ve iyonların emilimi olur.
  • Kalın bağırsakta ise; su, iyonlar, bağırsak bakterilerinin ürettiği B ve K vitaminlerinin emilimi olur.
NOT-1: Emilimde pasif taşıma (basit difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon, osmoz) ve aktif taşıma olayları etkili olur.

NOT-2: Besinlerin sindirimi hücre dışı bir ortamda (sindirim kanalı) hidroliz ile gerçekleştiği için ATP enerjisi harcanmaz. Ancak besinlerin emilimi sırasında aktif taşıma ve ekzositoz olayları olduğu için emilimde ATP enerjisi harcanır. 

İnce Bağırsakta Emilim

  • Glikoz, galaktoz, fruktoz, amino asitler, mineraller, su ile B ve C vitaminleri ince bağırsak hücrelerinden difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon ve aktif taşımayla kılcal kan damarlarına emilir.
  • Bu besinler kapı toplardamarıyla karaciğere taşınır. Karaciğerde gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra, karaciğer toplardamarıyla alt ana toplardamara taşınır ve sonra kalbe getirilir. Buradan bütün vücuda dağıtılır.

  • Karaciğer kanla gelen besin maddelerinin bir çoğunu birbirine dönüştürebilir. Karaciğeri terk eden kandaki besin maddelerinin oranı, kapı toplar damarındaki besin oranlarından farklı olabilir.
  • Bağırsaktan çıkan damarın karaciğere getirilmesi sayesinde kan ile bütün vücuda dağıtılmadan önce besin içeriğinde bulunan toksik maddeler temizlenir.
Yağ Sindirim Ürünlerinin Emilimi

Yağ asitleri ve gliserol ince bağırsak villuslarının epitel hücrelerine geçtikten sonra, hücre içinde yeniden yağ (trigliserit) sentezlenir.

  • Trigliseritler, golgi aygıtında kolesterol ve özel proteinlerle kaplanarak suda çözünebilen şilomikron denilen yapılara dönüşür.
  • Şilomikronlar yağlardan farklı olarak, suda çözünebilir özelliktedir.
  • Şilomikron halindeki yağ molekülleri lenf kılcallarına geçtikten sonra buradan peke sarnıcı aracılığı ile göğüs kanalına taşınır.
  • Göğüs kanalından sol köprücük altı toplardamarına geçer ve oradan da kalbin sağ kulakçığına gelir.

  • Bağırsaktan emilen yağın %80 - 90 kadarı ve ADEK vitaminleri bu şekilde taşınır.
  • Tereyağındaki gibi kısa zincirli yağ asitlerinin bir kısmı suda çabuk eridiklerinden dolayı, trigliseritlere dönüşmez ve kılcal kan damarlarına geçer.

Sindirim Sistemi Rahatsızlıkları
  • Gastrit: Midenin zararlı faktörlere bağlı olarak iltihaplanmasıdır. Gastritin sebepleri arasında bakteri yoksa tedavide, mide asidini azaltıcı ilaçlar verilir.
  • Ülser: Kan akışının ve mukus salgısının azalması, Helicobakter pylori bakterilerinin enfeksiyonu ve iltihaba bağlı aşınmalar nedeniyle oluşan hastalıktır. Ülser tedavisi için antibiyotik kullanımı ve asit salgısını baskılayacak ilaçlar tavsiye edilir.

  • Duedonum Ülseri: Oniki parmak bağırsağında oluşan ve tüm tabakaları içerebilen yaralardır.
  • Reflü: Midenin üst kısmında yemek borusundan mideye doğru açılan bir kapakçık vardır. Bu kapağın görevini tam olarak yapamaması sonucunda mide içeriği yemek borusuna geri kaçar ve bu kısımdaki dokulara zarar verir.
  • İshal (Diare): Dışkının sık olarak sulu veya yumuşak çıkması durumudur. İshal, bağırsak hareketlerinin hızlanması sonucunda oluşur. Yeterince suyun yokluğu ve atık su arıtma kapasitesinin yetersizliği ishal oluşmasına neden olur.
  • Kabızlık: Bağırsak hareketlerinin yavaşlaması veya dışkının uzun süre bağırsaklarda tutulması nedeniyle dışkı suyunu iyice kaybeder. Buna bağlı olarak kabızlık oluşur. Lifli besinler su tuttuğu için dışkının sulu kalmasını sağlayarak kabızlığı önler.
  • Hemoroit: Kalın bağırsağın anüs bölgesinde toplardamar genişlemesiyle oluşur. Alkol tüketimi, baharatlı ve acılı yiyecekler, aşırı yeme hemoroit oluşturabilir. Dışkı yapma sırasında kanama ve iltihap oluşur. Hemoroit’ten korunmak için; Lif bakımından zengin gıdalar tüketilmelidir. Kabızlıktan korunulmalıdır. Alkol, acı biber ve baharatlı gıdalardan kaçınılmalıdır. Uzun süre hareketsiz oturulmamalı ya da ayakta kalınmamalıdır. Yeterli miktarda su içilmelidir.

Sindirim Sisteminin Sağlıklı Yapısının Korunması
  • Besinlerin hücreler tarafından kullanılabilir hâle gelmesi, sindirim sistemi organlarının sağlıklı olması ile mümkündür.
  • Sindirim sistemi organlarının düzenli çalışmasında fiziksel etkinlikler önemlidir.
  • Düzenli yürüyüşler ve egzersizler bağırsak hareketini kolaylaştırır.
  • Lif bakımından zengin gıdaların tüketilmesi sindirim sisteminin sağlığı açısından önemlidir.
  • Tüketilen hazır gıdalarda lif miktarının düşük olması, bu gıdaların çok fazla katkı maddesi içermesi nedeniyle kolon ve rektum kanseri riski artmaktadır.
  • Ayrıca bu tür beslenme A, C vitaminleri ve kalsiyum bakımından da yetersizdir.
  • Bu durum bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olmaktadır.
Dişlerin Bakımı ve Önemi
  • Asitli içeceklerin fazla tüketilmesi mide ve bağırsak rahatsızlıklarının artmasına ve dişlerde çürümeye neden olmaktadır.
  • Sindirim olayı ağızda başladığından ağız ve diş sağlığına özen gösterilmelidir.
  • Dişler her yemekten sonra fırçalanmalı, diş çürükleri zamanında tedavi edilmelidir.
  • Diş sağlığı için kalsiyum, fosfor ve flor bakımından zengin besinler tüketilmelidir.
  • Besinler az, sık ve yavaş yenmeli, ağızda iyice çiğnenmelidir.

  • Besinler az, sık ve yavaş yenmeli, ağızda iyice çiğnenmelidir.
  • Yeterli ve dengeli beslenilmelidir.
  • Çok yağlı kızartmalar, tütsülenmiş ve yanmış ızgaralar, yiyeceklere katılan renk maddeleri, sigara, alkol, mide ve bağırsak kanserine neden olabilmektedir.
  • Çiğ yenen etler, iyi yıkanmayan sebzeler parazit yumurtalarının alınmasına ve bağırsak kurtlarının oluşumuna yol açar.
  • Bu nedenle sebze ve meyveler temiz, bol su ile yıkanmalı; etler iyi pişirilmeli; salam, sosis, sucuk gibi besinler çiğ olarak tüketilmemelidir.
Kişisel Hijyene Dikkat!!!
  • Eller sık yıkanmalı ve hijyene önem verilmelidir.
  • Sindirim sisteminin sağlığı için tüketilen besinlerin temiz olması çok önemlidir.
  • Çünkü birçok hastalık etkeni iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerin tüketilmesi ya da kirli suların kullanılmasıyla vücuda alınır.
  • Tifo, kolera ve dizanteriye neden olan mikroorganizmalar bu yolla vücuda alınarak çoğalır ve bağırsak enfeksiyonuna neden olur.
İlaç Kullanımına Dikkat!!!
  • Bilinçsiz kullanılan antibiyotikler, bağırsaktaki yararlı bakterileri öldürür.
  • Normalde bağırsak içinde 400’den fazla bakteri türü vardır.
  • Bunlar bize fayda sağlayan bakterilerdir. Bu bağırsak mikroplarına flora denir.
  • Eğer bağırsağımız sağlıklı ise vücudumuz için zararlı olan bakteriler, yararlı bakteriler arasında yaşayamaz.
  • Ancak çeşitli rahatsızlıklar sonucu kullanılan antibiyotiklerin bilinçsizce tüketilmesi bağırsak florasının yapısını bozar ve zararlı bakterilerin üremesine neden olur.
  • Bu bakterilerin ürettiği toksinler bağırsak mukozasında tahribat yapar.
  • Buna bağlı olarak ishal, ince ve kalın bağırsakta iltihap, kalın bağırsakta kolit gibi rahatsızlıklara neden olabilir.
  • Ayrıca ince bağırsakta, besinlerin sindirimi ve emilimi azalacağından vücudun savunma mekanizması güçsüzleşir.
  • Hastalıklara yakalanma olasılığı artar.
  • Bu nedenle antibiyotik kullanımı doktorun önerdiği dozda ve sürede olmalıdır.

Konuya Ait Videolar

Konu İle İlgili Sorular

Soru 1.

Mideden sonra gelen yaklaşık 22 cm.lik incebağırsak bölümüne ................. denir.

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 2.

İnsanın sindirim kanalında görevli tüm sindirim enzimleri için,

I. Protein yapılı olma

II. Ribozom organelinde üretilme

III. İnaktif olarak salgılanma

IV. Özel kanallar aracılığıyla hedef bölgelerine ulaşma

hangileri ortaktır?

A. I ve II
B. I, II ve III
C. I, II ve IV
D. I, III ve IV
E. I, II, III ve IV

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 3.

Image

Yukarıda görseli verilen sindirim kanalının X, Y, Z bölümleri ile ilgili

I. X → Yemek borusu olup mekanik ve kimyasal sindirimin gerçekleşmediği kısımdır.

II. Y → Pilor, Z → Kardia adını alır.

III. Y ve Z kısımlarında besinin tek yönlü ilerlemesini sfinkter adı verilen kaslı kapak sağlar.

Hangileri söylenebilir?

A. Yalnız II
B. Yalnız III
C. I ve III
D. II ve III
E. I, II ve III

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 4.

Hücre içi ve hücre dışı sindirim için;

   I. Sindirim sırasında enzimlerin görev yapması,

   II. Bir hücreli canlılarda görülme,

   III. Sindirim sonucu oluşan yapı taşlarının hücre zarından geçebilecek kadar küçük olması

Özelliklerinden hangileri ortak olabilir?

A. Yalnız I
B. I ve II
C. I ve III
D. II ve III
E. I, II ve III

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 5.

Kör bağırsakta bulunan parmaksı çıkıntı ..................... olarak adlandırılır.

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 6.

I Pankreası uyarma

II. Karaciğeri uyarma

III. Safra kesesini uyarma

IV. Kan yoluyla taşıma

V. İnce bağırsak hücreleri tarafından üretilme

Yukarıda verilenlerden hangileri hem sekretine hem de kolesistokinine ait özelliklerdir?

A. I ve III
B. I, II ve IV
C. I, IV ve V
D. II, III ve IV
E. I, II, III, IV ve V

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 7.

İnce bağırsak ve kalın bağırsak için;

   I. Besin emilimi yapma,

   II. Villus bulundurma

   III. Peristaltik hareketler ile madde taşıma

   IV. Hormon salgılama

   V. Sindirim enzimi üretme

Özelliklerinden hangileri ortaktır?

A. I ve II
B. I, III ve IV
C. II, III ve V
D. II, IV ve V
E. III, IV ve V

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 8.

Aşağıdaki grafikte sindirim kanalının kimyasal sindirimin gerçekleştiği kısımlarında X, Y, Z besinlerinin miktarındaki değişim verilmiştir.

Image

Buna göre, aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A. Kişi protein ağırlıklı beslenmiştir.
B. Y besinin yapısında ester veya glikozit bağı bulunabilir.
C. X besini disakkarit veya polisakkarit olabilir.
D. Z besininin yapısında peptit bağının bulunduğu kesindir.
E. Z besininin midedeki sindirimi sonucu oluşan ürünler ince bağırsakta sindirilmeye devam eder.

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 9.

Midenin kendi kendisini sindirmesini önleyen koruyucu faktörleri yazınız.

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 10.

Karaciğer ve pankreas organlarına ait kanalların onikiparmak bağırsağında açıldığı bölge ................ kabarcığı olarak adlandırılır.

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


BiyolojiHikayesi

Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!

Bilgilerimiz

Adres

Efeler-Aydın

Email

info@biyolojihikayesi.com

Phone

................

Bülten

© Biyoloji Hikayesi. All Rights Reserved. Designed by Biyoloji Hikayesi
Distributed By: Hamza EROL