► Fotosentez, klorofil taşıyan; bitkiler, bazı bakteriler ve bazı protistlerin (öglena ve çoğu alglerin) ışık enerjisini kullanarak inorganik maddelerden organik madde sentezledikleri bir süreçtir.
► Fotosentez, ışık enerjisinin kimyasal enerjiye dönüşümü ile organik besin üretimini sağlayan mekanizmadır.
► Hücreler tarafından yapı ve enerji hammaddesi olarak kullanılan besinler güneş enerjisi kullanılarak üretilir.
► Besin kaynağı olarak CO₂ kullanılır.
► İnorganik maddelerden organik bileşikleri sentezleyen canlılara Üretici (Ototrof) Canlılar denir.
► Üretici canlılar fotosentez ve kemosentez yapan canlılardır.
► Organik maddesentezi için ışık enerjisini kullanan canlılara Fotosentetik Canlılar, kimyasal enerjiyi kullanan canlılara ise Kemosentetik Canlılar denir.
► Fotosentez bir yapım (anabolik ya da özümleme) olayıdır.
► İnorganik monomerlerden organik monomer sentezi gerçekleştirilir.
Fotosentez için canlıda klorofil molekülü bulunması şarttır. Klorofil sayesinde güneş ışığı absorbe edilerek önce ATP enerjisi üretilir (Fotofosforilesyon ile), sonra CO₂ özümlenerek besin üretimi (C₆H₁₂O₆) gerçekleştirilir.
► Prokaryot canlılarda (siyanobakteriler, mor kükürt bakterileri gibi) klorofil sitoplazmada bulunur.
► Ökaryot canlılarda ise (öglena, algler ve bitkiler) klorofil kloroplast organelinde bulunur.
Fotosentetik canlılar;
♦ Siyanobakteriler ve mor kükürt bakterileri
♦ Öglena
♦ Algler
♦ Bitkilerdir.
► Organik besin üretimini yapamayan, besinlerini dışarıdan hazır alan canlılara Tüketici (Heterotrof) Canlılar denir.
► Heterotrof canlılar yaşam faaliyetlerini devam ettirebilmek ve büyüyüp gelişebilmek için üretici canlıların sentezledikleri besin maddelerini direk ya da dolaylı olarak almak zorundadırlar. Tüketiciler; fotosentez ürünlerini kullanarak kendileri için gerekli olan enerjiyi elde ederler. Bu enerjiyi hücresel solunum olayları ile gerçekleştirirler. Solunum sonucunda ise CO₂, H₂O gibi metabolik ürünler oluştururlar. Bu ürünler fotosentetik canlılar tarafından tekrar alınarak fotosentez olayı için hammadde olarak kullanılır. Böylece tüketici canlılar ile üretici canlılar arasında birbirini tamamlayan dengeli bir ilişki kurulur. Bu iki olay ekosistemin sürdürülebilirliği ve canlılığın devamı açısından oldukça önemlidir.
Bu süreçte su (H₂O) ve karbondioksit (CO₂), güneş ışığı enerjisi yardımıyla glikoza (C₆H₁₂O₆) ve oksijene (O₂) dönüştürülür. Fotosentez, kloroplast adı verilen hücre organellerinde gerçekleşir.
► Tarih boyunca fotosentez yoluyla organik madde üretiminin nasıl gerçekleştiği bilim insanları tarafından araştırılmıştır.
► Aristo bitkilerin yeşillenmesi için güneş ışığının gerekli olduğunu ilk savunan bilim insanlarından biridir.
► Günümüze kadar bilim insanlarının fotosentezin tarihi gelişimi ile ilgili yaptıkları bazı önemli çalışmalar tabloda belirtilmiştir.
Fotoğrafı | Adı Soyadı | Katkısı |
---|---|---|
Van Helmont | 17. yüzyılda Van Helmont, (Van Helmınt), 2,5 kg ağırlığındaki bir söğüt fidanını, içinde 100 kg toprak bulunan bir saksıya dikmiş ve bu fidanı, sadece yağmur suyuyla 5 yıl süresince sulamıştır. Sürenin bitiminde fidan, 85 kg’lık bir ağaç olmuştur. Deney sonunda kuru toprağın ağırlığı 99,994 kg olarak belirlenmiştir. Helmont, aradaki farkı deney hatası olarak kabul etmiş ve bu deneyinde, söğüt ağacının büyüme sebebinin sadece saksıdaki toprak olmadığı, bitki ağırlığında oluşan 82,5 kg’lık madde artışının yalnız sudan kaynaklandığı kanısına varmıştır. | |
Joseph Priestley | 1771 yılında İngiliz Joseph Priestley (Yosef Prestliy), karanlıkta bitkilerin dışarıya karbondioksit verdiğini ve havayı kirlettiğini saptamış; evdeki hava kirliliğini önlemek için bitkilerin geceleri ev dışına çıkarılmasını önermiştir. Işıkta yeşil bitkilerin hayvanlar tarafından kirletilen havayı temizlediğini, fotosentezde O2 molekülünün de etkisinin olduğunu ileri sürmüştür. Havanın bu şekilde temizlenmesinde ışığın gerekli olduğunu açıklamıştır. | |
Jan Ingenhousz | 1779 yılında Jan Ingenhousz (Yan İngenhauz), bitkinin havayı ancak ışık olduğunda temizleyebileceğini göstermiştir. Fotosentezde klorofilin önemini vurgulamıştır. | |
Jean Senebier | 1782 yılında Jean Senebier (Ciin Senöbiyer), bitkilerin havaya oksijen verirken CO2 kullandığını belirtmiştir. Karanlıkta bitkiler ve hayvanlar tarafından oluşturulan CO2 bileşiğinin, ışık altında bitkiler tarafından O2 üretimini teşvik ettiğini ve bitkiler tarafından meydana getirilen O2 miktarının tamamen ortamdaki CO2 miktarına bağlı olduğunu belirtmiştir. | |
Nicolas Theodore De Saussure | 1820 yılında Nicolas Theodore De Saussure (Nikolas Teodor Dö Sasür), bitki ağırlığındaki artışa dayanarak fotosentezde suyun da kullanıldığını açıklamıştır. Böylece fotosentezin ilk niceliksel ölçümünü yapmıştır. De Saussure, fotosentez esnasında eşit hacimde CO2 ve O2 alışverişi olduğunu, buna benzer eşit hacimde bir gaz alışverişinin solunum sırasında da meydana geldiğini ileri sürmüştür. Bitkilerin ışıkta CO2 alması ve O2 açığa çıkarmasının ancak bitkinin yeşil kısımlarında olabildiğini göstermiştir. | |
Theodor Wilhelm Engelmann | 1883 yılında Theodor Wilhelm Engelmann (Teodor Vilhem Engılmın), fotosentezde ortama O2 verilmesinin kloroplastlar tarafından sağlandığını ortaya koymuştur. Engelmann, fotosentezin mavi-mor ışıklarda yüksek olduğunu, en az ise yeşil ışıkta gerçekleştiğini deneylerle açıklamıştır. | |
Cornelius Bernardus Van Nie | 1930 yılında Cornelius Bernardus Van Niel (Kornelyüs Bernardus Van Niyıl), bazı bakterilerin de bitkilerdekine benzer bir fotosentez yaptığını bulmuştur. Çeşitli bakteriler, CO2 bileşiğini, ışık enerjisi ve su dışında başka bir elektron kaynağı kullanarak indirgemektedir. Van Niel, çalışmasında su yerine H2S kullanmış ve yan ürün olarak sülfür açığa çıkmıştır. | |
Robert Hill | 1937 yılında Robert Hill (Rabırt Hil), fotosentezin ışık reaksiyonu üzerinde çalışmıştır. Bu araştırmacı, izole edilen kloroplastların ve kloroplast parçalarının bile uygun bir elektron alıcısı verildiğinde, ışık altındaki ortamda CO2 olmadan, sudan elektron alarak O2 açığa çıkardığını tespit etmiştir. Suyun bu şekilde ışıkta, CO2 olmaksızın ayrışması (fotoliz) Hill reaksiyonu olarak bilinmektedir. Reaksiyon, fotosentezde O2 molekülünün ışık reaksiyonlarında oluştuğunu ve bu O2 molekülünün CO2 bileşiğinden değil de H2O bileşiğinden kaynaklandığını göstermesi yönünden önemlidir. | |
Melvin Calvin | 1954-1961 yılları arasında Melvin Calvin (Melvin Kelvin) ve arkadaşları, fotosentezin ışıktan bağımsız reaksiyonları üzerinde çalışmışlar; bu olaydaki karbon metabolizmasını ayrıntılı bir şekilde açıklamışlardır. Bu çalışmasından dolayı Calvin’e Nobel Ödülü verilmiştir. |
► Fotosentez klorofil taşıyan prokaryot ve ökaryot canlılar tarafında gerçekleştirilen bir özümleme olayıdır. Tüm canlılar fotosentez olayında karbon kaynağı olarak CO₂'yi kullanırlar. Ancak hidrojen kaynağı her canlı için H₂O değildir.
► Örneğin; H₂S (mor kükürt bakterileri) hidrojen kaynağı olarak H₂S kullanırlar. Sonuçta O₂ yerine S (kükürt) oluştururlar. Denklemi aşağıdaki gibidir.
Fotosentezde hidrojen kaynağı olarak H₂O kullanan canlılar ise O₂ oluşturarak atmosfere verirler.
Bu canlılar;
Prokaryotlardan; mavi yeşil algler (siyanobakteriler)
Ökaryotlardan; öglena, algler ve bitkilerdir.
6 CO2 + 12 H2O + Işık Enerjisi → C6H12O6 + 6 O2 + 6 H2O
► Fotosentez denkleminde görüldüğü gibi açığa çıkan oksijen molekülünün temel kaynağı sudur.
► Kullanılan karbondioksit bileşiğindeki karbon atomu glikozun yapısına katılırken, oksijen atomu ise glikozun ve suyun yapısına katılmaktadır.
Fotosentezde Görev Alan Yapılar
Bitkilerde fotosentez kök dışında kalan yeşil renkli yapılarda gerçekleşir. Örneğin; genç gövde, yeşil meyve, dal, yaprak gibi yapılarda klorofil bulunduğu için fotosentez gerçekleşir. Klorofil, kloroplast organelinin içinde yer alır. Bu durumda fotosentez en çok bitkinin vejetatif organlarından yaprakta, hücre organeli olarak kloroplastlarda gerçekleşir.
1. Yaprağın Yapısı
► Yapraklar; bitkilerin fotosentez, terleme ve gaz alışverişini en etkin biçimde gerçekleştiği organdır.
► Gövde ve dallarda yanal tomurcuklardan gelişir.
► Gövdeden çıkan yapraklar farklı şekillerde olabilir.
Genel olarak bir yaprak,
1. Genişlemiş bir yaprak ayası ve
2. Bir yaprak sapından oluşur.
Kloroplast
Granum
Grana
Şekildeki gibi yazılabilir.
Bitkilerde, siyanobakterilerde ve alglerde şekildeki gibidir.
Kükürt bakterilerinde şekildeki gibidir.
Dikkat!!! ⇒ Işığın dalga boyu ile taşıdığı enerji miktarı ters orantılıdır. Dalga boyu uzun olan ışığın enerjisi düşük, kısa olan ışığın enerjisi yüksektir. Mor dalga boylu ışık, kırmızı dalga boylu ışıktan iki kat fazla enerji bulundurur. Kısa dalga boylu, yüksek enerjili mor ötesi ışıklar; atmosferde ozon tabakası tarafından süzülür. Böylece canlılara zarar vermesi engellenmiş olur.
1883 yılında Theodore Engelmann tarafından yapılan deney, fotosentez sürecinin anlaşılmasında önemli bir rol oynamıştır.
İşte bu deney hakkında detaylı bilgi:
Deneyin Amacı: Theodore Engelmann, fotosentezde ışığın rolünü ve farklı ışık dalga boylarının fotosentetik aktivite üzerindeki etkisini incelemek için bir deney yaptı. Bu deney, fotosentezin hangi dalga boylarında en etkili olduğunu belirlemek için tasarlanmıştı.
Deneyin Yapılışı: Engelmann, bir prizma kullanarak beyaz ışığı çeşitli dalga boylarına ayırdı ve bu ışıkları bir ipliksi alg türü olan Spirogyra üzerine yönlendirdi. Spirogyra, klorofil içeren ve fotosentez yapabilen bir alg türüdür.
Engelmann, Spirogyra algini incelemek için oksijen tüketen bakteriler olan Aerobacter bakterilerini kullandı. Bu bakteriler, oksijenin bol olduğu bölgelerde toplanırlar. Engelmann, alg üzerine düşen farklı dalga boylarındaki ışıkların etkisini gözlemleyebilmek için bu bakterilerin dağılımını izledi.
Deneyin Bulguları: Engelmann, bakterilerin özellikle kırmızı ve mavi ışığın düştüğü bölgelerde yoğunlaştığını gözlemledi. Bu, kırmızı ve mavi dalga boylarının fotosentezde en etkili olan dalga boyları olduğunu gösteriyordu. Klorofil, bu dalga boylarını en iyi şekilde emer ve bu nedenle fotosentetik aktivite bu ışıkta en yüksek seviyede olur.
Sonuç ve Önemi: Engelmann'ın deneyi, farklı dalga boylarındaki ışığın fotosentez üzerindeki etkilerini ilk kez doğrudan göstermiştir. Bu deney, klorofilin ışık soğurma spektrumunu ve fotosentez için en etkili olan ışık dalga boylarını anlamada önemli bir adım olmuştur. Engelmann'ın çalışmaları, fotosentezin temel mekanizmalarının ve bitkilerin ışığı nasıl kullandığının anlaşılmasına büyük katkı sağlamıştır.
Bu deney, fotosentez araştırmalarında bir dönüm noktasıdır ve biyoloji eğitiminde fotosentez konusunun anlaşılmasında halen referans alınmaktadır. Engelmann'ın bulguları, modern biyokimya ve bitki fizyolojisi çalışmalarına da temel oluşturmuştur.
Fotosentez, birden fazla basamağa sahip olan iki farklı reaksiyon şeklinde gerçekleşir.
1. Işığa bağımlı reaksiyonlar ve
2. Işıktan bağımsız reaksiyonlar adını alır.
Konu İle İlgili Sorular
Mert, ışığın fotosentez için gerekli olduğunu bilir. Ancak Calvin döngüsünü öğrendiğinde, ışığın doğrudan etkili olmadığı bir reaksiyon olduğunu fark eder.
Calvin döngüsü fotosentezin hangi aşamasıdır ve ışık gerektirir mi?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Zeynep, biyoloji kulübü için fotosentezde glikoz üretimini anlatan bir sunum hazırlamaktadır. Ancak glikozun hangi maddelerden üretildiğini bilmemektedir.
Fotosentezde glikoz hangi maddelerden üretilir ve bu süreçte hangi enerji kaynağı kullanılır?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Mehmet, hidrojen sülfür kullanan bakterilerin fotosentez yaparken oksijen yerine kükürt ürettiğini öğrenir. Ancak bu durumun nedenini anlamak için biyoloji öğretmenine başvurur.
Hidrojen sülfür kullanan bakteriler fotosentez yaparken neden oksijen yerine kükürt üretir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Melis, bir biyoloji deneyinde farklı renklerde ışık kullanarak bitkilerin fotosentez hızını ölçmek ister. Engelmann'ın fotosentezde ışık spektrumu çalışmasından ilham alır.
Engelmann’ın çalışmasına göre Melis, hangi renk ışıkta fotosentezin daha verimli olduğunu beklemelidir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Ayşe, biyoloji dersinde alglerin okyanusun derinliklerinde fotosentez yaptığını öğrenir. Ancak bu kadar az ışıkta nasıl fotosentez yapabildiklerini merak eder.
Algler, okyanusun derinliklerinde düşük ışık koşullarında nasıl fotosentez yapabilir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Ahmet, Van Helmont'un deneyini duyduktan sonra bitkilerin büyümesinde suyun etkisini araştırmaya başlar. Saksıdaki bitkisinin neden su olmadan gelişmediğini anlamak için deney yapmak ister.
Van Helmont'un deneyine göre Ahmet, bitkilerin büyümesinde suyun rolü hakkında ne öğrenebilir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Ali, biyoloji dersinde siyanobakterilerin de fotosentez yaptığını öğrenir. Ancak siyanobakterilerin kloroplastları olmadığını fark eder ve bu durum onu şaşırtır.
Siyanobakteriler, kloroplastları olmadan nasıl fotosentez yapabilir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Biyoloji öğrencisi Melis, Theodore Engelmann’ın deneyini okul laboratuvarında yeniden yapmaya karar verir. Farklı ışık dalga boylarının fotosentez üzerindeki etkisini test etmek için bir prizma ve oksijen tüketen bakteriler kullanır.
Engelmann’ın deneyinde hangi dalga boylarının fotosentezi hızlandırdığı gözlemlenmiştir ve bu durum nasıl açıklanır?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Canan, sonbaharda yaprakların neden sarı ve turuncu renklere büründüğünü öğrenmek ister. Karotenoit pigmentlerinin klorofilden farklı bir görevi olduğunu fark eder.
Karotenoit pigmentleri fotosentezde nasıl bir rol oynar ve yaprakların renk değişimiyle ne ilgilidir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Eren, kloroplastların tilakoid zarlarında ışığa bağımlı reaksiyonların gerçekleştiğini öğrenir. Ancak ATP üretiminin nasıl gerçekleştiğini tam olarak anlamaz.
Işığa bağımlı reaksiyonlarda ATP üretimi nasıl gerçekleşir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!
Efeler-Aydın
info@biyolojihikayesi.com
................
©
Biyoloji Hikayesi.
All Rights Reserved. Designed by
Biyoloji Hikayesi
Distributed By:
Hamza EROL