Konu Detayı Sayfası
Farklı görevleri yerine getirmek için özel kimyasal salgılar üreten hücre topluluklarına SALGI BEZLERİ denir.
Salgı Bezleri Kaç Çeşittir?
Salgı Bezleri; Epitel dokunun bir parçasıdır. Epitel Bez (Bez Epiteli) olarak adlandırılır. Bez epiteli iki çeşittir.
Bez Epiteli | |||
Tek Hücreli Bezler | Çok Hücreli Bezler | ||
Silindirik Yapılı Hücrelerdir. | Ekzokrin Bezler | Endokrin Bezler | Karma Bezler |
Mukus Salgılayanlara Goblet Hücreleri Denir. | Dış Salgı Bezleridir. | İç Salgı Bezleridir. | Salgılarını hem kana, hem de dışarı verirler. |
Örneğin Sindirim Kanalında, Solunum Sistemi Organlarında Bulunur. | Salgılarını vücut boşluğuna boşaltırlar. Salgılarında genellikle Enzim bulunur. | Salgılarını direk kana verirler. Salgılarına Hormon denir. | Pankreas, mide, ince bağırsak, karaciğer, böbrek, eşeysel bezler (ovaryum, testis) karma bezlerdir. |
Örneğin; gözyaşı, ter, tükürük, süt, yağ vb. | Endokrin Sistemi Oluştururlar. | ||
Örneğin; Hipofiz, Epifiz, Tiroit, Paratroit vb. |
► Düzenleyici organik moleküllerdir.
► Kan yoluyla taşınırlar.
► Hedef organları vardır.
► Etki edeceği hedef hücrede kendine özgü reseptöre bağlanarak etkisini gösterir.
► Etki gösterebilmeleri için kanda belli bir eşik değerde olmaları gerekir.
► Kanda az miktarda bulunurlar.
► Eksiklikleri ya da fazlalıkları bazı hastalıklara yol açar.
► Etkileri uzun sürer.
► Protein, steroit veya amino asit yapılı olabilirler.
► Bazılarının tek bir hedef hücre çeşidi vardır. Bazıları ise tüm vücut hücrelerine etki eder.
► Protein yapılı hormonlar hedef hücre zarındaki reseptöre bağlanarak etkilerini gösterirler.
► Steroit ve amino asit yapılı hormonlar ise hedef hücrenin zarından geçerek sitoplazmada bulunan reseptöre bağlanarak etkilerini gösterirler.
► Hormonlar; kan plazmasında, doku sıvısında, lenf sıvısında, idrar ve terde bulunabilir.
► Ön Beyindeki Ara Beyinde bulunur.
► Vücudumuzda hormon üreten pek çok bezin salgılarını kontrol eder.
► Hipotalamusun denetiminde çalışır.
Hipofiz Hipotalamus İlişkisi
Hipotalamus iki tür salgı üretir.
1.Tür Salgıları: Hipofizin arka lobuna sinirsel yol ile taşınır ve burada depolanarak gerektiğinde kana verilir. Bunlar; Oksitosin ve ADH
2.Tür Salgıları: Hipofizin ön lobunun çalışmasını düzenleyen salgılardır. Bunlar; Salgılatıcı yani Riziling Faktör (RF = RH) ve Hormon salgısını durdurucu, engelleyici hormonlardır.
► Hipofizin ürettiği hormonun kandaki oranı artarsa, hipotalamus Geri Bildirim ile uyarılır, RF salgısı durur.
► Hipofizden hangi hormonun salgılanacağını hipotalamusta üretilen RF salgısının çeşidi belirler.
► Hipofizin hem ön, hem de arka lobu hipotalamus ile bağlantılıdır.
► Hipofizin ön lobu; Epitel Dokudan oluşur.
► Hipofizin arka lobu; Beynin bir uzantısıdır. Sinirsel dokudan oluşur.
Hipofizin Ön Lobu ve Salgıladığı Hormonlar
Buradan yedi tane hormon salgılanır. Bunlar sırasıyla şunlardır.
► Büyüme Hormonu (Somatotropin Hormon = STH)
► Tiroit Uyarıcı Hormon (TSH = TUH)
► AdrenoCortiko Tropik Hormon (ACTH)
► Folikül Uyarıcı Hormon (FUH = FSH)
► Lüteinleştirici Hormon (LH)
► Lüteotropik Hormon (LTH) = Prolaktin (PRL)
► Melanosit Uyarıcı Hormon (MUH = MSH)
Uyarıcı = Stimüle demektir. Uyarıcı latincede stimüle anlamına gelir. Kısaltmalarda S olarak ta kullanılır. |
1. Büyüme Hormonu (Somatotropin Hormon = STH)
► Hedef organı tüm vücut hücreleridir.
► Özellikle çizgili kas, kemik ve kıkırdağın büyümesini kontrol eder.
► Mitoz bölünmeyi hızlandırır.
► Protein sentezini hızlandırır.
► Fazla salgılanması yağ kullanımını arttırdığı için kanda şeker oranı artar.
► Çocuklarda az salgılanırsa; Cücelik,
► Çocuklarda çok salgılanırsa; Devlik olur.
► Yetişkinlerde çok salgılanırsa çene, burun, alın, parmak, kulakta orantısız büyüme olur. Buna Akromegali denir.
► Bazı durumlarda STH normal salgılanır. Ama hücrelerde bu hormonu tanıyan reseptörler eksik olur. Bu durumda; pigme ırklar oluşur. Bunlar da cücedir.
2. Tiroit Uyarıcı Hormon (TSH = TUH)
► Tiroit bezinin gelişmesini ve Tiroksin hormonunun salgılanmasını düzenler.
3. AdrenoCortiko Tropik Hormon (ACTH)
► Böbreküstü Bezlerinin Kabuk (Kortex) bölgesini uyararak Kortizol ve Aldesteron hormonlarının salgısını düzenler.
► Ayrıca az miktarda Eşey Hormonu salgısını da sağlar.
4. Folikül Uyarıcı Hormon (FUH = FSH)
► Erkek ve dişilerde eşey bezlerini düzenler.
Folikül Uyarıcı Hormon (FUH = FSH) | |
Dişilerde | Erkeklerde |
Ovaryum (yumurtalık)'da bulunan folikül keselerini etkileyerek mayoz ile yumurta oluşumunu düzenler. | Testislerdeki seminifer tüpçüklerini etkileyerek mayoz ile sperm oluşumunu düzenler. |
Ayrıca foliküllerden Östrojen Hormonu salgılanmasını denetler |
5. Lüteinleştirici Hormon (LH)
► Erkek ve dişilerde eşey bezlerini etkiler.
Lüteinleştirici Hormon (LH) | |
Dişilerde | Erkeklerde |
Folikül kesesinin çatlamasını ve yumurtanın serbest kalmasını (ovulasyonu) sağlar. | Testislerdeki Leyding Hücrelerine etki ederek Testosteron Hormonunun salgılanmasını düzenler. |
Çatlamış foliküllerin Corpus Luteum (Sarı Cisim) denilen yapıya dönüşmesini düzenler. | Ayrıca spermlerin olgunlaşmasını düzenler. |
Ayrıca Corpus Luteumdan az miktarda Östrojen, çok miktarda Progesteron salgılanmasını sağlar. |
6. Lüteotropik Hormon (LTH) = Prolaktin (PRL)
► Annelik içgüdüsünü düzenler.
► Gebelikte süt bezlerinin gelişimini, süt oluşumunu sağlar. (Prolaktin = PRL)
7. Melanosit Uyarıcı Hormon (MUH = MSH)
► Derideki Melanosit hücrelerini uyarır.
► Melanin pigmentinin üretimini sağlar.
► Deri rengini koyulaştırır.
► Deriye renk verir.
Hipofizin Arka Lobu ve Salgıladığı Hormonlar
► Burada bulunan hormonları Hipotalamus üretir.
► Bu hormonlar nöronların aksonları ile hipofizin arka lobuna taşınır ve depo edilir.
► Buradan kana verilirler.
► Bu hormonlar AntiDiüretik Hormon (ADH) ve Oksitosin Hormonudur.
♦ Böbreklerden suyun geri emilimini sağlar. Böylece vücudun su dengesini ve idrar yapımını düzenler.
♦ Salgılanmasını düzenleyen en önemli faktör kandaki Osmotik Basıncın artmasıdır.
♦ Osmotik Basınç artınca kanda su miktarı azalır. Hipotalamus uyarılır. Uyarılan hipotalamus hipofizi uyararak ADH salgılanması sağlanır. Böylece böbrek kanallarından su vücuda doğru geri emilir ve denge sağlanır.
♦ Eğer vücudun su miktarı artar Osmotik Basınç azalırsa ADH salgısı azalır. Suyun geri emilimi de azalacağı için çok idrar oluşur. Birey çok su içer ve sık idrara çıkar. Şeker (Diyabet) hastalığına benzer belirtiler görülür. Bu duruma Şekersiz Şeker Hastalığı denir.
♦ Sadece dişilerde bulunur.
♦ Doğum sancılarını başlatır. (Rahim kaslarını kasar)
♦ Süt bezlerinden sütün dışarı akmasını uyarır.
► Tüm omurgalılarda bulunur.
► 2 loblu bir bezdir.
► Gırtlağın altında, soluk borusunun iki yanında yer alır.
► Kelebek şeklinde pembe renklidir.
► Bol kan damarı bulundurur.
► Homeostazinin sağlanmasında önemli rol oynar.
Tiroit Bezi Hormonları | |
Tiroksin | Kalsitonin |
Salgısını hipofiz denetler. | Hipofizin kontrolünde salgılanmaz. |
Hipofizden salgılanan TUH bezini uyararak Tiroksin salgılanmasını sağlar. | Salgısını kandaki Ca+ miktarı belirler. |
1. Tiroksin Hormonu
► Sentezi için iyot gereklidir.
► Metabolizma hızını düzenler.
► Hedefi tüm vücut hücreleridir. (Özellikle mitokondriler.)
► O2 kullanımını artırarak daha hızlı ATP üretimini düzenler. Yani mitokondri sayısını ve aktivitesini artırmada rol oynar.
► İyot yetersizliğinde yeterli Tiroksin üretilemez.
► Kanda tiroksin miktarı azalır.
► Bu durumda hipofiz TUH salgısını artırarak tiroit bezinin tiroksin salgılaması için sürekli uyarır.
► Tiroit bezi iyot olmadığı için tiroksini üretmekte zorlanır ve üretemez. Böylece tiroit bezinin folikülleri şişer ve büyür.
► Yetişkinlerde görülen bu durum Basit Guatr hastalığıdır.
► Dışarıdan iyot alınarak önlenebilir.
► Çocukluktan itibaren tiroksin az salgılanırsa; Kretenizm (cücelik ve zeka geriliği) hastalığı oluşur.
► Yetişkinlerde tiroksin az salgılanırsa; Miksodema (şişmanlık, vücut sıcaklığının düşmesi, saç dökülmesi) görülür.
► Tiroksin fazla salgılanırsa; Metabolizma hızlanır. O2 kullanımı artar. Eşeysel olgunluğa erken ulaşılır. Göz küresi ileriye doğru çıkar, kilo kaybı ve sinirlilik hali gözlenir. Kişi çok yediği halde kilo kaybeder.
2. Kalsitonin Hormonu
► Kandaki kalsiyumun (Ca+) kemiklere geçmesini sağlar.
► Bu geçişi D vitamini ile yapar.
► Salgısını kandaki Ca+ miktarının artışı belirler.
► Ayrıca böbreklerden ve ince bağırsaklardan Ca+ geri emilmesini azaltır. (Kandaki miktarı çok olduğu için)
► Salgısı artarsa kemiklerimiz sertleşir.
► Kalsitonin, Parathormon ile zıt (Antagonist) çalışır.
► Tiroit bezinin arkasında yer alır.
► Mercimek büyüklüğünde dört küçük bezdir.
► Sadece Parathormon denilen hormonu salgılar.
► Tiroit bezinin salgıladığı Kalsitonin ile kandaki Ca+ miktarını düzenler.
► Kandaki Ca+ azaldığı zaman Parathormon salgılanır.
Parathormon
► Kemiklerden kana Ca+ geçişini hızlandırır.
► Böbrek ve ince bağırsaklardan kana Ca+ emilimini hızlandırır.
► Ayrıca fosforun (fosfat) böbreklerden atılmasını (idrarla) sağlar.
► Parathormon Az Salgılanırsa; Kanda Ca+ azalır. Kaslarda ağrılı kasılmalar olur. (Ca+ kasların kasılıp gevşemesinde rol oynar.) Bu duruma TETANİ denir. Bu durum (ağrılı kasılma) yutak kaslarında olursa ölüm olabilir.
► Parathormon Fazla Salgılanırsa; Kemikten kana Ca+ geçişi artar.
► Kemikler zayıflar ve şekilleri bozulur.
► Ayrıca böbrekte fosfat ile birleşerek Böbrek Taşlarını oluşturur.
► İki böbreğin üst tarafında yer alır.
► Kan damarları yönünden zengindir.
► Böbrekler ile ilişkisi yoktur.
► Hipofiz bezi ve sinir sisteminin kontrolünde çalışırlar.
Böbreküstü Bezleri | ||||
Kabuk (Kortex) Bölgesi | Öz (Medulla) Bölgesi | |||
Hipofizin kontrolünde çalışır. | Hipofizin denetiminde çalışmaz. | |||
Hipofiz bezi; ACTH salgılayarak kabuk bölgesini uyarır. | Sempatik sinir sisteminin kontrolünde çalışır. | |||
Kabuk bölgesinden 3 hormon salgılanır. | Öz bölgesinden 2 hormon salgılanır. | |||
Kortizol | Aldosteron | Eşey Hormonları | Adrenalin (Epinefrin) | Noradrenalin (Norepinefrin) |
1. Kortizol Hormonu
► Stresli durumlarda salgısı artar.
► Kan şekerini yükselten bir hormondur.
► Hedef organı karaciğerdir.
► Karaciğerde; protein ve yağların parçalanarak Glikoza dönüşümünü sağlar. Yani; protein, karbonhidrat ve yağ metabolizmasını düzenler.
► Bağışıklık sistemini baskılayıcı etkisi vardır.
► Yaralanma, enfeksiyon, alerjik durumlarda tedavi amaçlı kullanılır.
► Karaciğerde Glikojen deposunu arttırır.
► Glikoz yıkımını önler.
2. Aldosteron Hormonu
► Böbreklerden Na+ ve Cl- iyonlarının geri emilmesini,
► Potasyum (K+) iyonunun ise idrar ile dışarı atılmasını sağlar. Yani böbrek kanallarından tuzun geri emilimini sağlar.
► Böylece hücre içi ve dışı sıvıların iyon yoğunluğunu düzenler.
Aldosteron Az Salgılanırsa
♦ Kanın osmotik basıncı düşer.
♦ Doku sıvısı azalır.
♦ Böylece vücudun su ve iyon dengesi bozulur.
♦ Derinin rengi koyulaşır ve Tunç rengini alır.
♦ Kaslar zayıflar, kan basıncı azalır, kan asitleşir (pH’sı düşer). Bu duruma ADDİSON Hastalığı denir.
Aldosteron Çok Salgılanırsa
♦ Kan basıncı artar.
♦ Kan basıncının etkisiyle doku sıvısı artar. Böylece ÖDEM oluşur.
♦ Fazla su içilir.
♦ Bu sırada ADH salgısı da artar.
♦ K+ çok atıldığı için nöronlarda impuls iletimi aksar. (Na+ - K+ pompası)
♦ Kaslara uyarı girmez ve kaslar zayıflar.
► Normalde erkeklerin testislerinden salgılanan testosteron ile dişilerin yumurtalıklarından salgılanan ve progesteron hormonları böbrek üstü bezlerinin kabuk bölgesinden de salgılanır.
► Ancak bu salgılar çok az miktarda olur.
► Erkeklerde az miktarda östrojen, dişilerde ise testosteron salgısı olur.
► Erkeklerde ses incelmesi, kadınlarda ses kalınlaşması, sakal bıyık çıkması, rahim körelmesi görülür.
1. Adrenalin (Epinefrin) Hormonu
► Kandaki miktarı heyecan, korku vb. durumlarda artar.
► STRES hormonu olarak ta bilinir.
► Stresli durumlarda öz bölgesi uyarılır. Ve adrenali salgısı artar. Bunun sonucunda;
► Kan basıncı artar.
► Kalp atışları hızlanır.
► Kas ve karaciğerde depolanan glikojenin glikoza dönüşümü hızlanır.
► Sadece karaciğerdeki glikoz kana geçerek kandaki glikoz artar (kan şekerini arttırır.)
♦ Bu durumda;
♦ Kan damarları genişler.
♦ Göz bebekleri büyür.
♦ Kıllar diken diken olur.
♦ Soluk alıp verme hızlanır.
♦ Kanın pıhtılaşma süresi kısalır.
♦ Derideki kılcal damarlar ise daraldığı için korku anında rengimiz sararır. (Beti – Benzi attı.)
♦ Sindirim sistemi faaliyetlerini yavaşlatır. (Dilimiz – Damağımız Kurur.) Tükrük sıvısı azaldığı için karnımıza, midemizde ağrılar olur.
► Adrenaline benzer etkileri vardır.
► Kılcal damarları daraltarak kan basıncını arttırır.
► Nöronların akson uçlarından da nörotransmitter madde olarak ta salgılanır.
Bu iki hormon vücudumuzu karşılaştığı zor durumlara karşı hazırlar. Otonom sinir sisteminin kontrolünde salgılanırlar. |
► Karma bir bezdir.
► Hem hormon, hem de enzim içeren salgılar üretir.
► Ekzokrin Bez olarak; sindirim enzimlerini içeren Pankreas Özsuyu üretir. (Ekzokrin Bez ile ilgili görevi Sindirim Sisteminde anlatılacaktır.)
► Endokrin Bez olarak; Kan şekerini düzenleyen İnsülin ve Glukagon hormonlarını üretir.
1. İnsülin Hormonu
► Pankreasın Langerhans adacıklarında bulunan Beta hücrelerinden salgılanır.
► 1 mm3 kanımızda 90 – 100 mgr. glikoz bulunur.
► Bu oran yükseldiğinde insülin salgılanır.
► İnsülin; fazla glikozun vücut hücrelerine geçişini hızlandırır.
► Glikoz; kas ve karaciğer hücrelerine geçer. Bir kısmı ATP enerjisi üretiminde kullanılır. Fazlası Glikojen olarak depo edilir.
► İnsülin; hücrelere glikozun girişini hızlandıran bir hormondur. Böylece kandaki glikozun normal değerlerde olmasını düzenler.
İnsülin Yetersizliğinde ya da Az Salgılanması Durumunda
► Tip-1 ve Tip-2 Diyabet görülür.
► Yetersizliğinde Tip-1, Az Salgılanmasında Tip-2 Diyabet olur. Bu durumlara Şeker Hastalığı denir.
♦ Tip-1 Diyabetlerde pankreas insülin üretemez. Birey dışarıdan insülin alır.
♦ Tip-2 Diyabetlerde ise beslenmeye bağlı olarak kandaki glikoz yükselir. Dışarıdan insülin almazlar, beslenmelerini düzenlerler.
♦ Tip-1 diyabetlerin idrarında glikoz görülür. (Normal, sağlıklı bir insanda bu durum olmaz.
♦ Glikoz enerji için hücre içine giremediği için hücreler yağ ve proteinleri kullanır. Hasta kişi zayıflamaya başlar.
♦ Kanda glikoz yükseldiğinde bakteriler de çoğalmaya başlar. Enfeksiyonlar oluşur. Oluşan yaralar geç iyileşir ve süresi uzar.
♦ Hiperglisemi (yüksek şeker) kalp, böbrek yetmezliği, görme bozukluğu, siroz gibi hastalıklara yol açar.
♦ Hipoglisemi insülin fazla salgılanırsa kanda glikoz azalır. Baş dönmesi ve ağrısı, terleme, bulanık görme, baygınlık hissi görülür. Bilinç kaybı bile görülür.
2. Glukagon Hormonu
► Langerhans adacıklarındaki Alfa hücrelerinden salgılanır.
► Kanda glikoz normal seviyenin altına düştüğünde salgılanır.
► Glukagon karaciğerdeki glikojeni glikozlara çevirerek kana verir. (Önemli; kaslarda depolanmış glikojene etki etmez.)
► Az Salgılanırsa; kana glikoz geçemez. Kan şekeri düşer.
Önemli Noktalar
► Açlık durumunda Glukagon karaciğerdeki glikozları kana vererek tüm vücut hücrelerine gitmesini sağlar.
► Kaslarda depolanmış glikozları ise kas hücreleri kendileri kullanır. Kana vermezler. Yani kas hücrelerindeki glikozlar kan şekerini yükseltmezler.
Kan Şekerini Arttıran Hormonlar
1. Glukagon ve Adrenalin: Glikojeni glikoza çevirerek (Glukagon -> Karaciğerdekini Adrenali -> Kaslardakini)
2. Kortizol: Yağ ve proteinleri glikoza çevirerek
3. Büyüme Hormonu (STH): Yağ kullanımını arttırarak kan şekerini yükseltirler.
4. İnsülin ve Adrenalin: Hem karaciğer hem de kaslara etki eder.
5. Glukagon: Sadece karaciğere etki eder.
► Üreme sistemi ile ilgili hormonlar; dişilerde ovaryumlarda (yumurtalıklar), erkeklerde ise testislerde üretilir.
► Bu bezler, hem hormon hem de üreme hücrelerinin üretimini düzenledikleri için Karma Bez olarak görev yaparlar.
► Eşey hormonları böbrek üstü bezlerin kabuk bölgesinden de salgılanır.
► Eşeysel Bezler; hipofiz bezinin kontrolünde hormon üretirler.
Dişilerde
► Ovaryumlardan (Yumurtalıklardan) iki hormon üretilir.
► Ovaryumlar bir çift bezdir.
► Ergenlikte östrojen ve progesteron hormonlarını salgılarlar.
1. Östrojen Hormonu
► Hipofiz bezi FSH salgılar.
► Ovaryumlardaki folikül keseleri uyarılır.
► FSH uyarır. Folikülden östrojen salgılanır.
► FSH folikülde mayoz ile yumurta oluşumunu da uyarır.
2. Progesteron Hormonu
► Hipofizden salgılanan LH, yumurtalıkları uyarır.
► LH’nin etkisiyle folikül içinde oluşan yumurta hücresi serbest kalır. Yani (ovulasyon = yumurtlama) olur.
► Çatlamış foliküller Sarı Cisim (Corpus Luteum) denilen bir yapıya dönüşür. Oluşan Corpus Luteumdan progesteron salgılanmaya başlar. (Az miktarda da östrojen salgılar.)
► Progesteron döl yatağını her ay döllenme ihtimaline karşı geliştirir.
► Yumurta döllenirse embriyonun döl yatağına tutunmasını sağlar. (Düşük durumunu önler.)
► Gebelik hormonu olarak ta bilinir. (Gebelikte plasentadan da salgılanır.)
Erkeklerde
► Testislerden testosteron hormonu salgılanır.
► Testisler çifttir ve vücut dışındaki scrotum denilen yapıların içindedir.
► Testosteron hipofizin kontrolünde salgılanır.
Hipofiz Ön Lobundan
a. FSH
► Bu hormon testislerdeki seminifer tüpçüklerini uyarır ve mayoz ile sperm oluşumunu düzenler.
b. LH
► Bu hormon testislerdeki Leyding Hücrelerini uyarır ve testosteron salgılanmasını sağlar.
► Ayrıca spermlerin olgunlaşmasında etkilidir.
1. Testosteron Hormonu
► Ergenlikten itibaren salgılanır.
► Spermlerin olgunlaşmasını sağlar.
► Erkeklerde eşey organlarının gelişimi, ikincil erkek özelliklerinin (ses kalınlaşması, kıllanma, kaslı vücut vb.) oluşmasını düzenler.
► Ayrıca yardımcı eşey yapıların (prostat bezi, sperm kesesi vb.) gelişimini sağlar.
► Ara beyinde Talamusun üstünde yer alır. Melatonin hormonu salgılar.
Melatonin Hormonu (Karanlık Hormonu)
► Karanlıkta salgısı artar. Biyolojik saati düzenler.
► Vücutta belirli aralıklarla tekrarlanan biyoritm olaylarını (menstrual döngü, uyku zamanı gibi) düzenler.
► Büyüme ve eşeysel olgunlaşmayı düzenler.
► Epifiz bezi iyi gelişmemiş ise melatonin az salgılanır. Eşeysel özellikler erken gelişir.(Ergenliğe erken geçiş olur.) Yani melatonin erken ergenliğe geçişi önleyen bir hormondur.
► Göğsümüzün ortasında soluk borusunun önünde yer alır.
► Çok sayıda Lenfosit bulundurur. (Lenf sistemine dahil bir bezdir.)
► Yani vücudun savunma (bağışıklık) sisteminde rol oynar.
► Özellikle T-Lenfositlerin işlevsel özellik kazandığı yerdir.
► Timik hormonu üretir.
Timik Hormonu
► T-Lenfositlerin korunmasında rol oynar.
► Çocukluk döneminde büyüme ve gelişmede etkilidir. Bağışıklığı sağlar, yaş ilerleyince timüs bezi küçülür.
► Kaygı, stres durumlarında timüs bezinin çalışması yavaşlar.
► Endokrin bezlerin birbirini etkileyerek kandaki hormon düzeyinin ayarlanmasına Geri Bildirim denir.
► Geri bildirim iki şekilde olur.
Pozitif Geri Bildirim
► Hem uyarı hem de tepki artar.
► Hipofizin sürekli bir endokrin bezi uyararak hormon üretmesini sağlamasıdır.
► Hormon üretimini arttırır. (Yukarıdan aşağıya doğru etki mekanizması işler.)
Negatif Geri Bildirim
► Bir endokrin bezden salgılanan hormonun kandaki miktarı eşik değerin çok üstüne çıktığında bu hormon negetif geri bildirim ile hormonu üreten endokrin bezi uyarır ve salgısını azaltır.
► Hormon üretimini yavaşlatır. (Aşağıdan yukarıya doğru etki mekanizması işler.)
► Canlıda kararlı ve dengeli iç çevrenin oluşturulması ile canlılığın devamlılığının sağlanmasıdır. Homeostazinin sağlanması;
► Tüm sistemlerin düzenli bir şekilde birlikte çalışmasıyla mümkündür.
► Kan glikoz düzeyi,
► Kan kalsiyum düzeyi
► Kan pH düzeyi
► Kan basıncı
► Vücut sıcaklığı gibi temel fizyolojik değişkenler belli sınırlarda tutulur ve dengede kalırsa homeostazi sağlanır.
► Bu canlılık için çok önemlidir.
► Bunun için “Geri Bildirim” mekanizmalarının çok iyi çalışması gerekir.
► Negatif geri bildirim durumun eski haline dönmesine yardımcı olduğu için homeostazide daha çok görülür.
NOT: Belirtilen endokrin bezlerin dışında vücudumuzda hormon üreten organlarımız da vardır. Bunlar;
► Mide → Gastrin
► İnce Bağırsak → Enterogastrin, Sekretin, Kolesistokinon hormonlarını üretir.
► Karaciğer ve böbreklerimiz Eritropoiten Hormonu üretir.
► Eritropoiten alyuvar yapımını uyarır.
Konu İle İlgili Sorular
Kahve tüketimine bağlı olarak alınan kafein, hipofiz bezinden ADH salınımını azltır. Buna göre, kahve tüketen bir insanda,
I. İdrar oluşumu artar.
II. Böbreklerden suyun geri emilimi artar.
III. Seyreltik idrar oluşturulur.
Olaylarından hangileri gerçekleşir?
A. Yalnız IDoğru Cevap İçin Tıklayınız...
Hormonların normalden az ya da fazla salgılanması durumunda ortaya çıkan hastalıklara aşağıdakilerden hangisi örnek verilemez?
A. AddisonDoğru Cevap İçin Tıklayınız...
İnsanda,
I. Kanda sodyum iyonlarının azalması,
II. Kanda protein yoğunluğunun azalması,
III. Plazma ozmotik basıncının artması,
durumlarının hangileri vasopressin (ADH) hormonu salgılamasını uyarır? (ÖSYM Sorusu)
A. Yalnız IDoğru Cevap İçin Tıklayınız...
İnsan vücudunda;
I. İnsülin - Glukagon
II. Kalsitonin - Parathormon
III. FSH - Östrojen
Hormon çiftlerinden hangileri aynı salgı bezinden sentezlenir?
A. Yalnız IDoğru Cevap İçin Tıklayınız...
Ali'nin yaşadığı bölgedeki su kaynakları iyot bakımından eksiktir. Bu nedenle, yeterli tiroksin hormonu üretemeyen Ali, guatr hastalığına yakalanmıştır. Son zamanlarda, Ali'nin vücudundaki iyot seviyesini dengelemek ve hormon seviyelerini düzenlemek amacıyla beslenme alışkanlıkları düzenlenmiştir.
Ali'nin guatr hastalığına yakalanmasının nedeni nedir ve tiroksin hormonunun yeterli düzeyde olmaması hangi durumlara yol açar? Açıklayınız.
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Sempatik sinirlerin uyarması ile böbrek üstü bezlerden salgılanan adrenalin miktarı artan bir insanın kanında, grafiklerde gösterilen değişmelerden hangileri meydana gelir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Ali, bir gece lambası ile uyumaya alışık bir çocuktur. Ebeveynleri, Ali’nin büyümesinin yaşıtlarına göre daha yavaş olduğunu fark eder ve endokrin sistemini etkileyen bu durumun, melatonin hormonu ile bağlantılı olabileceğini öğrenir.
Ali’nin gece lambası ile uyuması, büyümesini nasıl etkileyebilir? Melatonin hormonu bu süreçte nasıl bir rol oynar?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Yasemin'in kan testinde doktoru, vücudundaki su dengesinin bozulduğunu ve bunun antidiüretik hormon (ADH) eksikliğinden kaynaklanabileceğini belirtiyor. ADH hormonunun hipofiz bezi tarafından salgılandığını söyleyen doktor, su dengesinin bu hormonun etkisiyle kontrol edildiğini anlatıyor.
Yasemin’in su dengesinin ADH hormonu eksikliği ile nasıl etkilendiğini açıklayınız. ADH hormonunun eksikliğinde vücutta hangi durumlar gözlenebilir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
Hasan, yoğun stres altında yaşamakta ve sürekli halsizlik, yorgunluk hissetmektedir. Doktoru, böbrek üstü bezlerinden salgılanan kortizol hormonunun seviyelerinin yükseldiğini tespit etmiştir.
Hasan’ın stres nedeniyle sürekli yorgun hissetmesinin altında yatan hormonel mekanizma nedir? Kortizol hormonunun uzun süre yüksek seviyelerde olmasının bağışıklık sistemi üzerindeki etkisi nedir?
Doğru Cevap İçin Tıklayınız...
♦ Cushing sendromu vücutta aşırı miktarda kortizol hormonu üretimi sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Kortizol hormonunda aşırı yükselmesi vücut dokularında protein kaybına neden olur. Protein kaybına bağlı olarak kaslar zayıflar. Vücudun çeşitli yerlerinde yağ dokusu birikintileri görülür. Özellikle yüzde birikmesi sonucu ay dede yüzü ve omuzlar arasında birikmesi sonucu bufalo kamburu adı verilen durum ortaya çıkar.
♦ Cushing sendromunun belirtilerinden bazıları; huzursuzluk, uykusuzluk, baş ağrısı, halsizlik, yara ve enfeksiyonların iyileşmesinde gecikme, aşırı kilo artışı, ciltte incelme ve kolay morarma, kemik erimesi, kan şekerinin yükselmesi olarak sayılabilir.
♦ En yaygın nedeni steroid içeren ilaçların uzun süre ve yüksek dozlarda kullanılmasıdır.
Buna göre;
I. Cushing sendromunun görüldüğü bireylerde hipofizden sentezlenen ACTH hormonunun kandaki miktarı artmış olabilir.
II. Cushing sendromunda yaraların geç iyileşmesinin nedeni kortizolün proteinleri karbonhidratlara dönüştürülmesidir.
III. Bufalo kamburunun oluşmasına kas kütlesinin omuzlar arasındaki artışı neden olmuştur.
Yorumlarından hangileri yapılabilir?
A. Yalnız IDoğru Cevap İçin Tıklayınız...
Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!
Efeler-Aydın
info@biyolojihikayesi.com
................
©
Biyoloji Hikayesi.
All Rights Reserved. Designed by
Biyoloji Hikayesi
Distributed By:
Hamza EROL