Canlıların Ortak Özellikleri Konusuna Ait Sayfa

Konu Detayı Sayfası

Canlıların Ortak Özellikleri

Yaşam Bilimi Biyoloji

Biyoloji ve Canlıların Ortak Özellikleri

14302

Biyoloji Nedir?

  • Biyoloji kısaca, canlıları bilimsel temeller üzerinden araştıran bilim dalıdır.
  • Canlıların, bütün özellikleri ve gerçekleştirdikleri temel yaşamsal olayları araştırır.

Biyoloji Biliminin Temel Amacı Nedir?

Biyolojinin temel amacı, doğal dengeyi korumak ve canlılar dünyasından insanlığa yararlı sonuçlar çıkarmaktır. Biyoloji iki ana bölümden oluşur.

  1. Botanik: Bitkiler alemini inceler.
  2. Zooloji: Hayvanlar alemini inceler.

Biyoloji Bilimi İle İlgili Bazı Alt Bilim Dalları

Sitoloji: Hücrelerin yapı, şekil ve fonksiyonları ile hücre içindeki organellerin yapı ve fonksiyonlarını inceler.

Histoloji: Dokuları inceler. Anatomi: Hücre doku ve organların yapısını inceleyen bilim dalıdır.

Fizyoloji: Hücre doku ve organların işleyişini inceleyen bilim dalıdır.

Morfoloji: Canlıların dış görünüşünü ve genel yapısal özelliklerini inceler.

Ekoloji (Çevre Bilimi): Canlıların yaşadıkları ortamlarda çevreleriyle ve birbirleriyle etkileşimlerini inceler.

Moleküler Biyoloji: Hücrelerin moleküler düzeydeki yapısal özelliklerini inceler.

Biyoteknoloji: Canlıların çeşitli özelliklerini, günlük yaşantıda kullanılmalarını, gen alışverişlerini teknoloji ve mühendislik bilgilerini kullanarak inceler.

Genetik (Kalıtım Bilimi): Canlıların gen yapılarını, kalıtsal özelliklerini ve genlerin kuşaklar arası aktarımı ile bunların canlı üzerindeki etkilerini inceler.

Hidrobiyoloji: Su içinde yaşayan canlıları, suyun özelliklerini ve canlıların bu ortamdaki yaşamlarını inceler.

Embriyoloji: Canlıda döllenmiş yumurtadan itibaren meydana gelen gelişme ve farklılaşmaları inceler.

Biyolojinin Günlük Hayatta Karşılaşılan Problemlerin Çözümüne Katkısı

  • Günümüzde biyoloji bilimi birçok sorunun çözümüne katkı sağlamaktadır. Bu sorunlar; gıda sıkıntısı, küresel ısınma, biyoçeşitlilikteki azalma şeklindedir.
  • Her geçen gün biyoloji alanında ortaya çıkan yeni buluşlar insanları heyecanlandırmaktadır.
  • Özellikle biyoteknoloji ve sağlık alanındaki gelişmeler insanların geleceğe güvenle bakmalarını sağlamaktadır.
  • Bu çalışmalarda ülkemiz insanlarının yer alıyor olması bu bilime olan heyecanımızı ve ilgimizi artırmaktadır. Örneğin Sayın Aziz SANCAR.
  • Biyoteknolojik çalışmalar ile tehlikeli ve işe yaramaz görülen atıklar, mikroorganizmalarla tehlikesiz ve işe yarar hale getirilmiştir.
  • Günümüzde virüslerle mücadele için kullanılan interferonlar, şeker hastalığı tedavisinde kullanılan insülin hormonu gen transferi yöntemi ile üretimi sağlanmıştır.
  • Gen aktarımı ile çeşitli ilaç ve zararlılara karşı dirençli bitkiler elde edilmiştir.
  • “Kök hücre” çalışmaları sayesinde birçok hastalığın tedavi edileceği ifade edilmektedir.
  • Çevresel sorunların çözümünde biyoloji kullanılmaktadır.
  • Alternatif enerji kaynağı olarak bitkisel ve hayvansal kökenli yakıtlar (biyoyakıtlar), yakıt hammaddesi olarak kullanılmaktadır.
  • DNA parmak izinin belirlenmesi ile günümüzde birçok adli olay ve analık-babalık davaları çözüme kavuşturulabilmektedir.
  • Çocuk sahibi olamayanlar için yeni ve etkin çözüm yolları oluşturulmaktadır.

  • Canlıların ortak (karakteristik) özelliklerini canlılar dünyasında yer alan canlı alemleri taşır.
  • Virüsler; Hücresel yapı taşımadıkları için bu ortak özelliklerin içinde yer almazlar. (Zorunlu parazittirler.)

Canlılar Dünyasını aşağıdaki şemadan inceleyebilirsiniz.

Canlıların Ortak Özellikleri

1. Hücresel Yapı

2. Beslenme

3. Solunum

4. Boşaltım

5. Homeostazi

6. Metabolizma

7. Hareket

8. Uyarılara Tepki

9. Büyüme ve Gelişme

10. Üreme

11. Adaptasyon

12. Organizasyon

1. Hücresel Yapı

  • Tüm canlılar yapısal ve işlevsel bakımdan hücre denilen temel birimlerden oluşurlar.
  • Canlıdaki tüm yaşamsal olaylar hücrede gerçekleşir.
  • Bazı organizmalar sadece bir hücreden oluşmuştur. Bu canlılara bir hücreli organizmalar denir.
  • Bir hücreli canlıların tümünde organizma bir hücreden oluşur.
Örnek; Bakteri ve arkelerin tamamı, amip, öglena, paramesyum, maya mantarı vb.
  • Bazı organizmalar ise çok sayıda hücrenin belirli bir organizasyon ile bir araya gelmesi sonucu oluşmuştur.
  • Bunlara da çok hücreli organizmalar denir.
Örnek; Bitki ve hayvanların tamamı, mantarların çoğu ve bazı algler.

Yapısına göre hücreler ikiye ayrılır.

1. Prokaryot hücreler

  • Zarla çevrili çekirdek ve zarla çevrili organelleri bulunmayan basit hücrelerdir.
  • Bakteriler ve arkeler prokaryot hücre yapısına sahip organizmalardır.
  • Bu canlıların tamamı tek hücrelidir. 
  • DNA'ları sitoplazmada bulunur.
  • Çekirdek ve zarlı organelleri yoktur.
  • Organel olarak sadece RİBOZOM vardır.
  • Ribozom zarsız bir organeldir. Görevi protein sentezi yapmaktır.

Prokaryot hücrede bulunan temel yapılar;

  • Hücre Çeperi (büyük çoğunluğunda bulunur);
  • Hücre çeperi temel maddesi;
    • Bakterilerde; Peptidoglikan madde içerir.
    • Arkelerde; Sahte (Yalancı) peptidoglikan madde içerir.
  • Sitoplazma
  • Ribozom (Tek organeldir.)
  • DNA ve RNA (Sitoplazmada bulunur)
  • Hücre Zarı (Tek katlıdır.) 

► Prokaryotların DNA'ları sitoplazmada bulunur.

► Bu ayırt edici bir özelliktir.

► DNA'ları halkasaldır. (Bakterilerin DNA'sında histon protein kılıf yoktur. Arkelerde histon protein kılıf ile çevrilidir.)

► Saprofit beslenen bakteriler dışarı enzim salgılarken koful oluşturamazlar. (Çünkü koful tek zarlı bir organeldir. Zarlı organeller prokaryotlarda bulunmaz.)

► Bu canlılar "Transkolaz" denilen taşıyıcı proteinlerle enzimlerini dışarıya verirler.

2. Ökaryot Hücreler

► Zarla çevrili çekirdek ve zarlı organelleri olan gelişmiş hücrelerdir.

► Protistler, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar ökaryot hücre yapısındadır.

► Ana DNA çekirdekte bulunur. (Sarmal yapılı ve histon protein kılıfla çevrilidir)

► Çekirdek ve zarlı organeller bulunur. (Ribozom, Koful, Golgi Aygıtı, Endoplazmik Retikulum, Mitokondri, Kloroplast vb.)

► Ayrıca mitokondri, kloroplast organellerinde de halkasal DNA bulunur ve histon proteinli kılıf taşımaz.

► Ökaryot hücreli canlılar; tek ya da çok hücreli olabilirler.

► Tek hücrelilere; amip, öğlena, paramesyum gibi canlılar örnek verilebilir.

► Çok hücrelilere ise; bazı algler, mantarlar, bitkiler, hayvanlar örnek olarak verilebilir.

Ökaryot hücrelerde sitoplazmada DNA bulunmaz.

Prokaryot — Ökaryot Tüm Hücrelerin Ortak Özellikleri

1. Hücre zarının bulunması (Tek katlıdır)

2. Sitoplazmanın bulunması

3. DNA ve RNA bulunması.

4. Ribozom organeli bulunması DNA, tüm canlı türlerinde bulunur ve aynı nükleotitleri (adenin, guanin, sitozin, timin nükleotitleri) içerir.

Aşağıda bitki hücresine ait bir resim bulunmaktadır.

2. Beslenme

Canlıların yaşamlarını sürdürebilmek ve enerji ihtiyaçlarını karşılamak için beslenmek zorundadır. Canlılar şu nedenlerden dolayı besinlere ihtiyaç duyarlar;

► Yapılarına katılacak maddeleri almak,

► Enerji ihtiyaçlarını karşılamak,

► Büyüyüp gelişmek,

► Yıpranan doku ve organlarını onarmak,

► Kimyasal tepkimelerini düzenlemek için besinlere ihtiyaç duyarlar.

► Doğada bazı canlılar kendi besinlerini kendileri üretirken, bazı canlılar besinlerini dışarıdan hazır olarak alır.

Buna göre canlılarda genel olarak üç çeşit beslenme görülür.

1. Ototrof Beslenme (Üretici Canlılar) :

  • Kendi besinini kendisi üretebilen canlılar ototrof beslenen canlılardır.
  • Bu canlılar inorganik maddeleri dış ortamdan hazır alarak organik besin üretimi yaparlar.
  • Bu besinleri hem kendileri kullanır hem de diğer canlıların besin kaynağını sağlarlar.
  • Ototrof canlılar; besin üretmek için farklı enerji kaynakları kullanırlar.
  • Bu enerji kaynakları güneş ışığı enerjisi ve kimyasal enerjidir.
  • Işık enerjisini kullanarak fotosentez olayı ile besin üretenlere Fotoototrof canlılar denir.
  • Bazı inorganiklerin oksitlenmesiyle açığa çıkan kimyasal enerjiyi kullanarak, kemosentez olayı ile besin üretenlere Kemoototrof canlılar denir.
Ototrof Beslenme
Fotosentez Kemosentez
Işık enerjisi kullanılır. Bazı inorganiklerin oksitlenmesi ile açığa çıkan kimyasal enerji kullanılır.
C kaynağı olarak; CO2, Hidrojen kaynağı olarak; H2O, H2S, H2 kullanılır. C kaynağı olarak; CO2, Hidrojen kaynağı olarak; H2O kullanılır.
Klorofil gerekir Klorofil gerekmez.

Fotosentez ile besin üretimini;

1. Prokaryotlardan; bazı bakteriler (mavi – yeşil algler yani siyanobakteriler, H₂S ve H₂ bakterileri gibi) yaparlar.

  • Fotosentez için ışık enerjisi ve klorofil gereklidir.
  • Fotosentez yapan bazı bakterilerin klorofil molekülleri sitoplazmadadır.

2. Ökaryotlardan; öglena, alglerin çoğu ve bitkiler (küsküt otu gibi tam parazit bitkiler hariç) fotosentez ile besin üretirler.

  • Bitkiler; hazır besin kullanan canlıların temel besin kaynağını oluştururlar.
  • Kullandığımız oksijenin kaynağı fotosentez olayıdır.
  • Fotosentez yapan ökaryotların klorofil molekülleri kloroplast organelinde bulunur.

Fotosentez Denklemi Şu Şekildedir.

Kemosentez ile besin üretimini;

  • Sadece bazı prokaryotlar (bazı bakteriler) yapar.
  • Ökaryot hücreli canlılar kemosentez yapmazlar.
  • Kemosentez yapan bir canlı kesin prokaryot hücre yapılıdır ve tek hücrelidir.
EK BİLGİ
Üretici canlılar atmosferdeki karbondioksiti kullanarak besin üretirler. Yani tüm canlıların besin kaynağı karbondioksittir.

2. Heterotrof Beslenme (Tüketici Canlılar) :

  • Kendi besinini üretemeyen dışarıdan hazır olarak alan canlılardır.
  • Besinlerini üreticilerden ya da diğer tüketicilerden sağlarlar.
ÖRNEK
Bazı bakteriler, çoğu protista, mantarlar ve hayvanlar heterotrof beslenirler.

Heterotrof Beslenme Çeşitleri

1. Holozoik Beslenme

► Besinini katı parçalar halinde alan canlılar holozoik beslenirler.

► Gelişmiş bir sindirim sistemleri vardır.

► İnsan ve hayvanlar bu şekilde beslenir.

► Bu canlılar aldıkları besin çeşidine göre üçe ayrılır.

♦ Herbivor (Otçul); sadece ot ile beslenirler. Örnek; inek, keçi, tavşan vb.

♦ Karnivor (Etçil); sadece et ile beslenirler. Örnek; aslan, kaplan, sırtlan vb.

♦ Omnivor (Hepçil); Hem ot hem et ile beslenirler. Örnek; insan, ayı, domuz vb.

2. Çürükçül (Saprofit) Beslenme

  • Bazı bakteriler ve mantarlar dışarı enzim salgılayarak organik besinleri ayrıştırırlar.
  • Sonra bu besinleri hücrelerine alarak beslenirler.
  • Ölü ve canlı atıklarını ayrıştırdıkları için çok önemlidirler.
  • Organik atıkları inorganiklere dönüştürürken besin ihtiyaçlarını da hazır olarak karşılamış olurlar

Saprofit Canlıların Ekolojik Önemi

  • Çevre kirliliğini önlerler.
  • Toprağı inorganik madde bakımından zenginleştirirler.
  • Canlılar için önemli olan karbon ve azot gibi atomların tükenmesine engel olurlar.
  • Madde döngülerinin devamına katkı sağlarlar.
  • Ekolojik dengenin korunmasını sağlarlar.

Ayrıştırıcıların azot döngüsündeki işlevi, amino asitlerden amonyak oluşturmaktır.

Ölü veya Canlı Atıkları → Protein → Aminoasit → NH3

Bir ekosistemde ayrıştırıcı organizma sayısı azalırsa

  • Çevre kirliliği artar.
  • Başta azot olmak üzere madde döngüleri yavaşlar.
  • Organik madde birikimi artar, çevrede kokuşma olur.
  • Doğadaki inorganik madde miktarı azalır.
Doğadaki besin zincirinde, çürükçül beslenen canlılar, besin zincirinin her kademesinde yer alırlar.

Ek Bilgi:

Kemoheterotrof Canlı: Hem enerji hem de karbon kaynağı olarak diğer canlıların ürettiği organik maddeleri kullanan canlılardır. Hayvanlar, insanlar, mantarlar, protistlerin çoğu ve birçok bakteri örnek verilebilir.

Fotoheterotrof Canlı: Enerji kaynağı olarak ışık enerjisini, karbon kaynağı olarak diğer canlıların ürettiği organik maddeleri kullanan canlılardır. Bazı arkeler (tuzu seven) örnek verilebilir.

NOT: Foto: Işık, Kemo: Kimyasal anlamına gelir.

► Fotosentez yaparak kendi besinini üretebildiği halde bazı maddeleri de dışarıdan hazır alan canlılar Fotoheterotrof şeklinde beslenirler.

► Öglena ve böcekçil bitkiler (ibrik otu gibi) örnek verilebilir.

Farklı Beslenme Tiplerinde Enerji ve Karbon Kaynakları
Beslenme Tipleri Enerji Kaynağı Karbon Kaynağı Örnek Canlılar
Fotoototrof Işık CO2 Bitkiler, Algler, Öglena, Bazı Bakteriler
Kemoototrof Bazı inorganikler (H2S, NH3, Fe2+ gibi) CO2 Birkaç bakteri ve çoğu arkeler
Fotoheterotroflar Işık Organik Bileşik Sadece bazı prokaryotlar
Kemoheterotroflar (Heterotroflar) Organik Bileşik Organik Bileşik Hayvanlar, insanlar, mantarlar, protistaların çoğu ve birçok bakteri ve bazı arkeler, bazı bitkiler

Image

Böcekçil Bitkiler:

  • Bu bitkiler azot bakımından fakir topraklarda yaşadıkları için topraktan alamadıkları azotu, yakaladıkları böceklerin proteinlerinden karşılar.
  • Bu bitkiler; fotosentez yaparak organik besinlerini üretebilirler.
  • Ancak bazı aminoasitlerin sentezi için gerekli azotu topraktan yeterince alamazlar.
  • Bu ihtiyaçlarını enzim salgılayarak ayrıştırdıkları böceklerin bünyelerinden karşılarlar.
  • Örnek olarak; ibrik otu ve sinekkapan verilebilir.
  • Böcekçil bitkiler, azot ihtiyaçlarını karşılama yönü ile heterotrof, kloroplast taşıdıkları için fotosentez ile besinlerini üretebilme yönüyle de ototrof beslenmiş olurlar.

Image

Öglena:

  • Tatlı sularda yaşayan tek hücreli bir canlıdır.
  • Ökaryot hücre taşır.
  • Kloroplast organeli bulundurur ve ışık varlığında kendi besinini kendisi sentezler.
  • Bu yönüyle ototroftur.
  • Işık yokluğunda ise dış ortamdan besinini hazır olarak alabilir.
  • Bu yönüyle de heterotroftur.
Su, mineral, asit, baz ve tuz gibi inorganik maddeleri tüm canlılar dış ortamdan hazır olarak alırlar. (Ototroflar dahil)

3. Solunum

► Enerji taşıyan besinlerin (karbonhidrat, yağ, protein) hücre içinde parçalanması sonucu açığa çıkan kimyasal bağ enerjisinin ATP enerjisine dönüştürülmesine solunum denir.

► Canlılar yaşamsal faaliyetleri için enerjiye ihtiyaç duyarlar.

► Canlılar enerji elde etmek için besin monomerlerini (glikoz, yağ asidi ve gliserol, aminoasitler) hücre içinde solunum reaksiyonlarıyla parçalayarak ATP enerjisi üretirler.

► Bunun için hücrede önce ATP molekülü sentezlenir daha sonra elde edilen ATP enerjisi bu moleküle aktarılır ve gerektiğinde açığa çıkarılarak enerji gerektiren olaylarda (hareket, hücre bölünmesi, aktif taşıma, sinirsel iletim, kas kasılması, biyosentez olaylar vb.) kullanılır.

► Hücre içinde ATP'nin sentezlenmesine Fosforilasyon, tüketimine Defosforilasyon denir. Bu iki olay tüm canlılarda ortaktır.

► Hücresel solunum (oksijenli ve oksijensiz solunum) ve fermantasyon olayları hücre içi yıkım olaylarıdır.

► Hücresel solunumun amacı ATP enerjisi üretimini sağlamaktır.

► ATP canlıların ortak enerji birimidir.

► Hücre içinde üretilen ATP enerjisi farklı enerji çeşitlerine dönüştürülerek de kullanılabilir.

ÖRNEK
Sinir hücrelerinde elektrik enerjisine, kaslarda hareket enerjisine, harekette mekanik enerjiye dönüştürülmesi gibi.

Hücresel solunum olayları, oksijen kullanılıp kullanılmamasına göre iki çeşittir.

1. Oksijenli (Aerobik) Solunum

► Hücrede oksijen kullanılarak besinlerdeki kimyasal bağ enerjisinin açığa çıkarılmasıdır.

► İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, bakteriler ve mantarlar oksijenli solunum yaparlar.

► Oksijenli solunum yapan ökaryot hücreli canlılarda ATP üretimi; sitoplazma ve mitokondri organelinde gerçekleşir.

► Oksijenli solunum yapan bazı bakterilerde ise mitokondri organeli olmadığı için oksijenli solunum sitoplazma ve mezozom adı verilen yapılarda gerçekleşir.

► Mitokondri organelinde ve mezozomda elektron taşıma sistemi (ETS) bulunur.

Oksijenli Solunumun Genel Denklemi
C6H12O6 + 6O2 → 6CO2 + 6H2O + Enerji (ATP) + Isı

2. Oksijensiz (Anaerobik) Solunum

► Bazı bakteriler ve arkeler oksijen kullanmadan sitoplazmalarında glikozu yıkarak açığa çıkan kimyasal enerjiden ATP enerjisi üretiler.

► Oksijensiz solunum ile enerji üretimini ökaryotlar yapmaz.

► Oksijenli solunuma göre daha az enerji elde edilir. (Çünkü oksijen kullanılmadığı için enerjinin bir kısmı glikozda bağlı kalır.)

► Elektron taşıma sistemi kullanılır.

► Son elektron tutucu molekül oksijen dışında bir inorganiktir. (Oksijenli solunumda ise oksijendir.)

Fermantasyon (Mayalanma)

► Öncelikle belirtelim ki fermantasyon bir hücresel solunum çeşidi değildir.

► Ancak oksijensiz solunum gibi oksijen kullanılmadan ATP enerjisi elde edilen bir yıkım olayıdır.

► Bazı bakteriler (yoğurt bakteriler gibi) ve insandaki iskelet kas hücreleri fermantasyon ile ATP enerjisi elde ederler.

Oksijensiz solunumdan farkı; Elektron Taşıma Sistemi (ETS) kullanılmadan glikozun yıkılarak ATP sentezlenmesi olayıdır.

► Fermantasyonda ETS görev yapmaz, son elektron tutucu molekül organiktir.

► Sitoplazmada gerçekleşir.

► Oluşan son ürün çeşidine göre canlılardaki en önemli fermantasyon çeşitleri etil alkol ve laktik asit fermantasyonudur.

Etil Alkol Fermantasyonu

► Başta bira mayası olmak üzere maya mantarlarında ve şarap bakterilerinde gerçekleşir.

► Hamurun kabarmasını, bira ve şampanyanın köpüklenmesini bu fermantasyonda çıkan CO2 sağlar.

Etil Alkol Fermantasyonu Genel Denklemi
Glikoz + 2 ATP → 2 Etil Alkol + 2CO2 + Toplam 4 ATP + Isı

Laktik Asit Fermantasyonu

► Yoğurt bakterilerinde, yeterli oksijenin hücrelere ulaşmadığı durumlarda, omurgalıların iskelet kas hücrelerinde ve memelilerin olgun alyuvar hücrelerinde gerçekleşir.

Laktik Asit Fermantasyonu Genel Denklemi
Glikoz + 2 ATP → 2 Laktik Asit + Toplam 4 ATP + Isı
Glikoz kullanılarak ATP'nin açığa çıkarıldığı tüm enerji metabolizmaları glikoliz ile başlar. Bu durumda glikoliz olayını gerçekleştirme tüm canlılarda ortaktır ve sitoplazmada gerçekleşir.

4. Boşaltım

Metabolizma sonucu hücrede oluşan atık maddelerin hücre veya canlı vücudundan dışarı atılmasına boşaltım denir.

► Amaç; kararlı bir iç ortam (homeostasi) oluşturmaktır.

► Tüm canlılar homeostasiyi (iç dengelerini) sağlamak amacıyla boşaltım yaparlar.

Tüm canlılarda boşaltımın ortak amacı; canlıda su ve iyon dengesini ayarlamaktır.

Metabolik olaylar sonunda oluşan önemli boşaltım maddeleri

► CO2, H2O, Amonyak (NH3), Üre ve Ürik asittir.

► Canlıların azotlu boşaltım atıkları; amonyak (NH3), üre ve ürik asittir.

► Amonyak; protein ve nükleik asitlerin hücre içerisinde yıkımı ile veya amino asitlerin karbonhidratlara dönüşmesi sırasında oluşur.

► Çok zehirli bir madde olan amonyak, birçok canlıda az zehirli üre ve ürik aside dönüştürülerek atılır.

► İnsanda amonyağın üreye dönüştürülmesi karaciğer tarafından yapılır.

► Bir canlının azotlu atığı ne şekilde uzaklaştıracağı adaptasyon sağladığı ortamın su miktarına bağlıdır.

► Suda yaşayan canlılarda azotlu atık, amonyaktır.

► Amonyak suda çözündüğü için çok fazla su ile atılır.

► Paramesyum gibi tek hücrelilerde, hidra ve planarya gibi omurgasız hayvanların çoğunda, balık ve kurbağa larvası gibi omurgalılarda azotlu atık amonyaktır.(Genellikle suda yaşayan canlılar amonyak atar.)

► Üre; amonyağa göre daha az zehirli olduğu için daha az su ile atılır.

► Ergin kurbağalar ve memelilerde azotlu atık üredir.

► Hemen hemen suda hiç çözünmeyen ürik asit; çok az su ile yarı katı (kristaller halinde) halde atılır.

► Bu nedenle böcek, sürüngen ve kuş gibi kurak ortam hayvanları ürik asit atarlar.

Farklı canlılar, boşaltım işlemini farklı şekillerde gerçekleştirirler.

Boşaltım Şekilleri Tek Hücreliler Bitkiler Hayvanlar
Hücre zarı ve kontraktil kofulları ile Damlama, Yaprak Dökümü, Terleme Solunum Sistemi, Sindirim Sistemi, Boşaltım Sistemi

► Tek hücreli canlılar; boşaltım maddelerini hücre zarının üzerinden (yüzeyinden) atarlar.

► Tatlı sularda yaşayan paramesyum, öglena ve amip gibi canlılarda fazla su kontraktil kofullarla ATP harcanarak aktif taşıma ile atılır.

 

Tuzlu sularda yaşayan canlılarda kontraktil koful bulunmaz. Çünkü bunların hücreleri fazla su almaz. Tam tersi su kaybeder.

► Bitkilerde boşaltım; yapraklarını dökerek, damlama olayı (hidatot ile) veya terleme olayı ile (stoma veya lentisel denilen yapılarla) gerçekleşir.

► Hayvanlarda ve insanlarda boşaltım; idrar oluşumu, terleme ve nefes verme ile olur. Terleme deri ile, idrar böbreklerle, karbondioksit ise akciğerlerle vücut dışına atılır. Ayrıca vücuda alınan fazla tuz, mineral, B ve C vitaminleri de üre ile birlikte böbreklerden idrarla atılır.

► Omurgalı hayvanların tamamı (balık, kurbağa, sürüngen, kuş ve memeliler) böbrekleri ile boşaltım yapar.

5. Homeostasi

♦ Kelime anlamı; sabit durum (kararlı iç denge) demektir.

♦ Sürekli değişen çevre şartlarına karşı canlıların iç ortamlarını belirli sınırlar içinde tutmaları zorunludur.

♦ Canlılardaki tüm sistemler bu iç dengeyi korumaya yönelik çalışır. Homeostasi vücuttaki bütün sistemlerin uyum içinde çalışması sonucunda gerçekleşen bir durumdur.

Kısaca; Hücrelerin normal işlevlerini sürdürebilmeleri için iç ortam koşullarının sabit tutulmasına homeostasi denir.

♦ Homeostasi, dinamik bir durum olup iç ortamı değiştirmeye yönelik dış güçlerle, buna karşı koyan kontrol mekanizmaları arasındaki bir etkileşimdir.

Homeostatik Dengenin Sağlandığı Bazı Durumlar

♦ Yemek yedikten sonra kanımızda şeker (glikoz) miktarı yükselir. Bu durumda pankreas insülin hormonu salgılayarak kandaki glikoz miktarını dengelemeye çalışır.

♦ Hava soğuk iken üşüdüğümüzde titreyerek düşen vücut ısımızı dengelemeye çalışırız.

♦ Boşaltım sistemi susuz kaldığımızda vücutta su tutarak, fazla su aldığımızda da onu uzaklaştırarak vücut sıvısındaki suyu ve çözünenleri dengede tutmaya çalışır.

6. Metabolizma

► Hücrede meydana gelen yapım ve yıkım tepkimelerinin tümüne metabolizma denir.

► METABOLİZMA = ANABOLİZMA + KATABOLİZMA şeklinde ikiye ayırarak incelemek mümkündür.

Metabolizma
Anabolizma Katabolizma
ATP harcanır. ATP harcanmaz.
Küçük moleküller büyük moleküllere dönüştürülür. Büyük moleküller küçük moleküllere yıkılır.
Örneğin; fotosentez, kemosentez, protein sentezi Örneğin; solunum ve sindirim tepkimeleri

Metabolizma Tepkimeleri

1. Yapım (Anabolizma, özümleme)

► Basit moleküllerin birleştirilerek daha karmaşık moleküllerin sentezlenmesidir.

► Yapıcı ve birleştiricidir.

► Başka bir deyimle canlıdaki biyosentez olaylarıdır.

► Bütün yapım tepkimelerinde ATP enerjisi harcanır. Canlılardaki yapım reaksiyonları iki şekilde olur.

a. İnorganik bileşiklerden, organik monomer üretildiği yapım tepkimeleri: Ototrof canlıların gerçekleştirdiği fotosentez ve kemosentez tepkimeleri örnek verilebilir. Bu tepkimelerde ATP, önce üretilir sonra da tüketilir.

b. Organik monomerlerden polimer veya büyük moleküllerin sentezlendiği tepkimeler: Bu tepkimelere dehidrasyon sentezi denir.

DEHİDRASYON SENTEZİNİN ÖZELLİKLERİ

► Organik monomerler uygun bağlarla bağlanarak büyük organik moleküller sentezlenir.

► Hücre içerisinde gerçekleşir.

► Monomer miktarı azalır, Polimer veya makromolekül artar.

► Kurulan özel bağ (peptit, glikozit, ester bağı gibi) sayısı artar.

► ATP enerjisi harcanır.

► Enzim görev yapar.

► Su açığa çıkar.

► Hücrenin turgor basıncı artar, ozmotik basıcı azalır.

► Bütün dehidrasyonlar aynı zamanda yapım olayıdır. Ancak her yapım dehidrasyon olmayabilir. (Örneğin fotosentez, kemosentez olayları yapım olaylarıdır ama dehidrasyon değildir.)

► Organik monomerlerden polimer sentezine; protein, karbonhidrat, DNA, RNA sentezi örnek verilebilir.

n(Aminoasit) → Protein + (n-1)Su

► Organik monomerlerden büyük moleküllerin sentezlendiği tepkimelere ise yağ sentezi, ATP molekülünün sentezi örnek verilebilir.

Gliserol + 3 Yağ Asidi → Yağ + 3 Su

2. Yıkım (Katabolizma, yadımlama)

► Kompleks moleküllerin yada polimerlerin daha basit moleküllere parçalanmasıdır.

► Yıkım tepkimeleri de iki şekilde gerçekleşir.

a. Organik monomerlerin daha basit organiklere veya inorganik moleküllere parçalandığı tepkimeler: Oksijenli ve oksijensiz solunum ile fermantasyon tepkimeleri örnek verilebilir. (Hücre içinde gerçekleşen yıkım olaylarıdır.)

Hücre içine alınan büyük bir molekül lizozom organelindeki hidroliz enzimleri ile yıkıma uğratılır. Bu hücre içi hidroliz olayıdır.

b. Polimer veya büyük moleküllerin monomerlerine parçalandığı tepkimeler: Bu tepkimeler besinlerin sindirimi ile olur. Hücre dışında (sindirim kanalında) gerçekleşir. Temeli hidroliz (su ve enzimlerle parçalanma) olaylarına dayanır.

Hidroliz Tepkimelerinin Özellikleri

► Dehidrasyonun tersidir.

► ATP enerjisi harcanmaz.

► Hem hücre içinde hem de hücre dışında gerçekleşebilir.

► Su harcandığı için osmotik basıncı arttırır. Turgor basıncını düşürür.

► Polimer veya makromolekül miktarını azaltır, Monomer miktarını artırabilir.

► Bütün hidroliz olayları aynı zamanda yıkım olayıdır. Ancak her yıkım bir hidroliz olmayabilir. Örneğin oksijenli solunum yıkımdır. Ancak bir hidroliz olayı değil.

Turgor Basıncı; bir ortamda suyun oluşturduğu basınçtır. Osmotik basınç ise bir ortamda madde miktarının (monomerler, mineraller, tuz iyonları vb.) oluşturduğu basınçtır
Metabolizma Hızı: Vücudun enerji kullanabilme hızıdır.
DİKKAT

Gençlik (Büyüme) Döneminde: Anabolik Olaylar > Katabolik Olaylar

Erişkinlik Dönemi: Anabolik Olaylar = Katabolik Olaylar

Yaşlılık Döneminde: Anabolik Olaylar

Bazal Metabolizma

► Bazal metabolizma; 12 saat zarfında besin almamış, tam istirahat halinde, uyanıkken ve ısısı değişken olmayan bir ortamda hareketsiz bulunan kişinin tükettiği enerjiye denir.

► Bir başka ifade ile bazal metabolizma, vücut sıcaklığının kontrolü (termoregülasyon) için enerji harcamayan uyanık durumdaki (fakat dinlenirken) kuş ya da memelide minimum enerji dönüşüm oranıdır.

► Bu tanıma göre bazal metabolizma örnekleri; kış uykusunda bekleyen memeli hayvanın metabolizması, 12 saat önce yemek yemiş, sırt üstü uzanmış, uyanık normal bir bireyin metabolizması bazaldır.

DİKKAT -- BİR UYARI

► Bazal metabolizma kuş ve memeliler için söz konusudur.

► Olumsuz koşullara karşı Endospor oluşturmuş bir bakterinin metabolizması, kışın yaprak dökmüş bir ağacın metabolizması bazal değildir.

► Bazal metabolizma dinlenme anında birim zamanda tüketilen oksijen, üretilen CO2 ya da ortama verilen ısı miktarının ölçülmesiyle hesaplanabilir. Bir canlının bazal metabolizma hızı ölçülürken;

♦ Tam dinlenme halinde olmalı (canlı hareketsiz olmalı)

♦ Açlık hali olmalı (canlı en az 12 saat önce yemek yemiş olmalı)

♦ Ortam sıcaklığı optimum (uygun) ve sabit olmalıdır. (Ortalama 25 oC)

♦ Canlı uyanık durumda olmalıdır.

Bazal metabolizma hızını etkileyen faktörler

  • Yaş: Gençlerde yüksek iken, yaş ilerledikçe azalır.
  • Cinsiyet: Erkeklerde metabolizma hızı kadınlara göre daha hızlıdır.
  • Vücut Yüzey Alanı: Vücut yüzey alanı büyük olan yani uzun ve ince olan kişilerin bazal metabolizma hızları fazladır.
  • Açlık Durumu: Vücudunuz aç kaldığı zaman bazal metabolizma hızı düşer.
  • Hormonlar: Tiroit bezinden salgılanan tiroksin hormonu bazal metabolizmayı etkiler. Aşırı salgılanırsa yükselir, az salgılanırsa düşer. Adrenalin de yükseltir.
ÖNEMLİ NOT
Son alınan besin çeşidi, miktarı, kalori değeri bazal metabolizma hızını etkilemez.

7. Hareket

► Canlıların durum veya yer değiştirmelerine hareket denir.

► Canlılar; besin bulma, düşmanlarından korunma, üremeyi sağlama gibi ihtiyaçlarını karşılamak için hareket ederler.

► Canlılar yaşadıkları ortama göre çeşitli hareket yeteneklerine sahiptir. Canlılarda aktif (yer değiştirme) ve pasif şekilde hareketler görülür.

♦ Bir hücreli canlılar; kamçı, sil ve yalancı ayak gibi yapılar yardımıyla yer değiştirme hareketi yapar.

♦ Örneğin; paramesyum silleriyle, öglena kamçısıyla, amip yalancı ayak denilen yapılarla hareket eder.

♦ Hayvanlarda; kol ve bacak, kanat, yüzgeç gibi yapılarla hareket sağlanır.

Bitkilerde hareket; yönelme veya durum değiştirme şeklinde olur.

♦ Örneğin; ayçiçeğinin ışığa yönelmesi bir yönelme hareketidir.

♦ Küstüm otunun dokununca yapraklarının kapanması durum değiştirme hareketidir.

♦ Bitkiler hareket eder ancak bu hareket yer değiştirme şeklinde olmaz. Yani pasif hareket ederler.

DİKKAT
Hareket kavramı tek başına canlılığı ifade etmekte yeterli değildir. Çünkü canlılar gibi otomobil, alev, akarsu vb.cansızlarda hareket eder. Fakat cansızlarda hareket dışarıdan bir etkiyle olur.
Süngerler en basit omurgasız hayvan olmalarına rağmen yer değiştirme yapmadan hareket ederler.

8. Uyarılara Tepki

Canlılarda durum değiştirmeye veya harekete sebep olan her türlü faktöre uyaran, uyaranlara verilen cevaplara ise tepki denir.

Çevresel Değişim → Uyarı → Değerlendirme → Tepki

► Bütün canlılar iç ve dış ortamdan gelen uyaranlara tepki gösterir.

► Bu durum canlıların çevreler ile uyum içinde olmaları ve yaşantılarını sürdürebilmeleri açısından önemlidir.

► Canlıların gösterdiği tepki biçimlerinde farklılıklar görülür.

► Tatlı sularda yaşayan tek hücreli bir canlı olan öglena, fotosentez yapabilmek için ışığa yönelir.

► Küstüm otu bitkisi, dokunmaya karşı yapraklarını kapatır.

► Köpek ses duyduğunda kulaklarını dikleştirir.

► Venüs sinekkapan bitkisi, yapraklarındaki algılayıcı tüylerine böcek dokunduğunda yapraklarını kapatır.

► Bazı hayvanların aşırı sıcaklarda suya girerek serinlemesi (filler gibi)

► Sıcak bir cisme dokunduğumuzda elimizi hızla çekmemiz uyarana verilen tepkilerdir.

Tek hücrelilerde uyarana tepki hızlı ve kısa sürede gerçekleşirken, çok hücrelilerde yavaş ve uzun sürede gerçekleşir.
 

9. Büyüme ve Gelişme

Büyüme: Canlıların yapısını oluşturan hücrelerin sayıca ve hacim olarak artmasına denir.

► Büyüme; Tek hücreli canlılarda hücre hacminin ve kütlesinin artması ile olurken;

► Çok hücreli canlılarda ise hücre bölünmesi ile hücre sayısının artması ile olur.

► Unutmayalım ki bölünme bir hücrelilerde büyümeyi değil, üremeyi sağlar.

Gelişme: Canlının sahip olduğu yapıların zaman içinde değişerek işlevsellik kazanması ve olgunlaşmasıdır. Örneğin; yeni doğan bir bebeğin kilo alması ve boyunun uzaması büyümedir. Oturması, emeklemesi, yürümeye başlaması gelişmedir.

► Bitkilerde büyüme sınırsız, hayvanlarda ise sınırlıdır.

► Çünkü bitkilerde sınırsız büyümeyi sağlayan bölünür dokular vardır.

► Canlılık faaliyetlerinin durması olayına ise ölüm denir.

► Her canlı türünün ortalama bir ömür süresi vardır.

► Canlılar yıpranan kısımlarını da yenileme özelliğine sahiptir.

► Örneğin; Kertenkele kopan kuyruğunu yeniden oluşturur.

► Bir yerimiz yaralandığında vücudumuzun o kısmı onarılır.

10. Üreme

► Her canlının neslini devam ettirebilmesi için kendine benzer bireyler meydana getirmesine üreme denir.

► Amaç canlının soyunu devam ettirmesidir.

► Genel olarak üreme eşeysiz ve eşeyli üreme olmak üzere iki şekilde gerçekleşir.

► Bazı canlı türlerinde hem eşeyli hem eşeysiz üreme birlikte görülür.

Eşeysiz Üreme

► Bir canlının tek başına, gamet oluşumu ve döllenme olmaksızın yeni bireyler oluşturmasıdır.

► Genel olarak tek hücreli canlılarda, çok hücreli organizmalardan bazı omurgasız hayvanlar, algler ve gelişmiş bazı bitkiler eşeysiz üreme ile çoğalabilir.

Eşeysiz Üremenin Genel Özellikleri

► En belirgin özelliği tek atanın varlığıdır. Cinsiyet yoktur.

► Üreme organları görev almaz, gamet oluşumu ve döllenme yoktur.

► Temeli mitoz bölünmeye dayanır.

► Oluşan yeni canlılar bütün özellikleri ile birbirlerine ve ata canlıya benzerler.

► Kalıtsal çeşitlilik sağlamaz (Mutasyon olmadığı sürece)

► Eşeysiz üremenin evrime katkısı yoktur.

► Hızlı üreme şeklidir.

► Eşeysiz üreme ile kazanılan özellikler değişmeden nesillere aktarılır.

► Bu nedenle de eşeysiz üreyen canlıların değişen ortam koşullarına uyum yapma şansı oldukça azdır.

► Bazı canlılarda hem eşeyli hem de eşeysiz yolla üreme görülür.

► Hurma, çilek vb. bitkiler eşeyli üreme yoluyla tohum oluştursa da bu bitkilerin tarımsal üretimi genellikle eşeysiz yollarla yapılır.

► Eşeysiz üreme; ikiye bölünme, tomurcuklanma, rejenerasyon, sporla üreme, bitkilerde vejetatif üreme olmak üzere beş grupta incelenir.

Eşeyli Üreme

► Farklı iki cinsiyetteki canlının üreme hücrelerinin birleşmesiyle yeni bir canlı meydana getirmesidir.

► Eşeyli üreme; tohumlu bitkilerde, bazı omurgasız hayvanlarda ve omurgalı hayvanların tümünde görülür.

► Dişi bireylerin üreme ana hücrelerinin oluşturduğu gametlere yumurta (n), erkek üreme ana hücrelerinin oluşturduğu gametlere sperm (n) denir.

► Dişi ve erkek gametin birleşmesi sonucu zigot oluşmasına döllenme adı verilir.

► Zigotun geçirdiği mitozlar sayesinde hücre sayısı artar ve yeni bir birey oluşturulur.

Eşeyli Üremenin Genel Özellikleri

► Eşeyli üremenin temel olayları mayoz bölünme ve döllenme olayıdır.

► Eşeyli üreme ile oluşan bireyin iki atası vardır.

► Tür içi kalıtsal çeşitlilik sağlar.

► Oluşan bireyler değişen çevre şartlarına karşı dirençlidir. Yani adaptasyon yetenekleri yüksektir.

► Üreme hızı düşüktür.

► Çeşitliliğe neden olduğu için evrim açısından önemlidir.

DİKKAT

► Üreme, bireyin canlılık faaliyetlerini sürdürmesi için zorunlu değildir. Yani canlı üreme yapmadan da yaşamsal olaylarını sürdürebilir.

► Üremenin amacı birey sayısını arttırmak, neslin devamını sağlamak, kalıtsal özelliklerin yeni bireylerde temsil edilmesini sağlamaktır.

11. Uyum (Adaptasyon)

► Canlıların çeşitli bölgelerde yaşayabilmesi, canlıların o bölgelere Uyum (Adaptasyon) sağladığının göstergesidir.

► Bir canlının yaşadığı çevrede hayatta kalma ve üreme şansını arttıran kalıtsal özelliklerin tümüne UYUM denir.

► Bukalemunların ortama göre renk değiştirmesi,

► Kaktüsleri yapraklarının diken şeklinde olması,

► Develerin hörgüçlerinde yağ depo edilmesi

► Kutup ayılarının beyaz kürklü olması

► Sürüngen ve kuş yumurtalarında yedek besin maddesinin çok olması

► Böcek, sürüngen ve kuşlarda azotlu boşaltım atığının ürik asit şeklinde uzaklaştırılması gibi özellikler yaşadıkları ortama uyum sağlayabildikleri kalıtsal özelliklerdir.

► Bu özellikler kalıtsal olduğu için nesilden nesile aktarılır.

12. Organizasyon

► Canlılığın temel özelliklerinden birisi de sahip olduğu yüksek düzeydeki düzendir.

► Bu düzen atomdan başlayarak hücreye dokuya organa doğru büyüyen bir hiyerarşi ortaya çıkarır.

► Biyolojik organizasyon da budur.

Bir hücrelilerde organizasyon birimleri küçükten büyüğe doğru;

Atom → Molekül → Organel → Hücre (Organizma)

şeklinde sıralanır.

► Organizma, “herhangi bir canlı varlık” olarak da tanımlanır.

► Bu tip canlılar tek hücreden oluşur.

Örneğin; amip tek hücreli bir canlıdır.

► Bu tek hücresi ile; besinlerini alır, kullanır, atıklarını uzaklaştırır, çevresel uyarılara tepki verir ve diğer yaşamsal olaylarını gerçekleştirir.

Çok hücrelilerde organizasyon birimleri küçükten büyüğe doğru;

Atom → Molekül → Organel → Hücre → Doku → Organ → Sistem → Organizma

şeklinde sıralanır.

İnsanda Organizasyon

► Çok hücreli canlılarda ise görev ve yapı bakımından benzer olan hücreler bir araya gelerek dokuları, dokular organları, organlar sistemleri, sistemler ise organizmayı oluşturur.

► Bu hücreler işbirliği içinde olup rastgele bir araya toplanmış değillerdir.

► Bu durum canlıya hem enerji hem de zaman tasarrufu sağlar.

► Buna göre bir organizasyona sahip olma bütün canlılar için ortaktır.

► Bu organizasyon bakteri için sahip olduğu tek bir hücredir. İnsan için trilyonlarca hücreden oluşur.

► Nitekim tek hücreli mikroskobik canlılar için “mikroorganizma” ifadesi kullanılmaktadır.

Canlıların Ortak Özellikleriyle İlgili Özet Notlar

Hücresel yapıda olma ortak özelliktir. Ancak ökaryot veya prokaryot hücre yapısında olma ortak değildir. Tek hücreli ya da çok hücreli olma ortak değildir.

 Üreme ortak özelliktir. Ancak eşeysiz üreme veya eşeyli üreme ortak değildir.

 Solunum yapmak ortak özelliktir. Ancak oksijenli solunum veya oksijensiz solunum ortak değildir.

 Ototrof canlılarda CO2 özümlemesi ortak özelliktir. Ancak hidrojen kaynağı olarak H2O kullanmak ortak değildir.

 Hareket ortak özelliktir. Ancak aktif hareket veya pasif hareket ortak değildir. Çünkü bir canlı bunlardan birini gerçekleştirir. Mesela bitkilerde pasif hareket, hayvanlarda genellikle aktif hareket vardır.

 Canlılarda organik monomerlerden kendilerine özgü organik polimer sentezleme ortak özelliktir. (Örnek; protein sentezi) Ancak inorganik maddelerden organik madde sentezleme ortak değildir. (Örnek; fotosentez ya da kemosentezi tüm canlılar yapmaz.)

 Canlıların kendilerine özgü protein sentezi yapmaları ortak özelliktir. Ancak tüm canlı hücrelerin protein sentezi yapmaları ortak özellik değildir. Örneğin; memelilerin olgun alyuvar hücreleri canlı olmasına karşılık protein sentezi yapmazlar.

 Tüm hücrelerde hücre zarı bulundurma ortak özelliktir. Ancak hücre çeperi (duvarı) bulundurma ortak değildir.

 Bazal metabolizma hızı belirlenirken yenilen besinlerin kalori değeri veya çalışırken harcadığı enerji miktarı dikkate alınmaz.

 Canlılarda boşaltım yapma ortak özelliktir. Ancak boşaltım organı ile boşaltım yapma ortak değildir.

 Tüm canlılarda ATP sentezi ve ATP enerjisi kullanma ortak özelliktir. Ancak ATP üretimini yapan organel bulundurma ortak değildir. Örnek; mitokondri organeli tüm hücrelerde bulunmaz.

 Canlılarda beslenme ortak özelliktir. Ancak ototrof veya heteretrof beslenme ortak değildir.

 Hücre veya hücrelerden oluşma ortak özelliktir. Ancak doku, organ veya sistemlere sahip olma ortak değildir.

 Tüm canlılarda azotlu metabolik atıkların vücuttan atılması ortaktır. Ancak azotlu atığın amonyak, üre ya da ürik asit şeklinde atılması ortak değildir.

 RNA sentezi tüm canlı hücrelerde (memelilerin olgun alyuvar hücreleri hariç) ortaktır. Ancak DNA eşlenmesi tüm canlı hücrelerde ortak değildir. Çünkü bölünme yeteneği olmayan sinir hücreleri gibi hücrelerde DNA eşlenmesi olmaz.

 İnorganik maddeleri (su, mineral, asit, baz ve tuzlar) çevreden hazır olarak almak tüm canlılarda ortaktır. Ototrof canlılar dahil hiç bir canlı inorganik madde sentezi yapamaz. İnorganikler doğada hazır olarak monomer halde bulunurlar.

 Enzim sentezleme ve kullanma tüm canlılarda ortaktır.

 Doğadaki 20 çeşit amino asiti protein sentezlemede kullanmak tüm canlılarda ortaktır.

 Hücre zarı, sitoplazma, DNA ve RNA, ribozom organeli taşımak tüm canlılardaki ortak yapılardır.

 Hücresel solunum olaylarında ve fermantasyonda; sitoplazmada gerçekleşen glikoliz olayı ve bu olayda kullanılan enzimler tüm canlılarda ortaktır.

 

Konu İle İlgili Sorular

Soru 1.

Canlılar hangi nedenlerden dolayı besinlere ihtiyaç duyarlar?

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 2.

Aşağıdakilerden hangisi lipitlerle ilgili değildir?

A. Hücre zarının yapısına katılır.
B. Vücutta karbonhidratların ve proteinlerin fazlası yağ olarak depo edilir.
C. Bazı hormonların yapısına katılır.
D. Derinin altında bulunarak ısı kaybını önler.
E. Bütün canlılarda yağ doku oluşumunu sağlar.

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 3.

Depo yağ, fosfolipid ve steroidler arasında aşağıda verilen faktörlerden hangisi yönüyle fark yoktur?

A. Hücre zarının yapısına katılma
B. Monomerlerin ester bağı ile birleşmesi sonucu oluşma
C. Gliserol bulundurma
D. Suda çözünmeme
E. Enerji verici olarak kullanılma

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 4.

Doğada bulunan ve canlılar için enerji kaynağı olarak kullanılan yağlar trigliseritlerdir. Trigliseritlerin fazlası insan ve hayvanlarda yağ dokuda depo edilirler. Trigliseritler doymuş ve doymamış yağlar olarak günlük yaşamımızda besin olarak tüketilir.

Buna göre doymuş ve doymamış yağlara örnek vererek genel özelliklerini belirtiniz.

Doymuş Yağlar: ...............

Doymamış Yağlar: ...............

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 5.

Canlılarda kaç çeşit beslenme görülür? Yazarak açıklayınız.

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 6.

Deniz biyologlarıyla ilgili,

I. Sucul organizmalar ile çalışır.

II. Su altı canlılarını çevreye göre gruplandırıp haritalandırır.

III. Yunusları eğitir.

İfadelerinden hangileri söylenebilir?

A. Yalnız I
B. Yalnız II
C. Yalnız III
D. I ve II
E. I ve III

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 7.

DNA'nın replikasyonu sırasında;

I. H (hidrojen) bağının artması

II. Serbest nükleotit sayısının azalması

III. Enerji açığa çıkması

IV. Fosfodiester bağlarının artması

Olaylarından hangisi ya da hangileri gerçekleşir?

A. Yalnız I
B. I ve II
C. I, II ve IV
D. I, III ve IV
E. II, III ve IV

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 8.

Aşağıdakilerden hangisi biyolojinin çalışma alanına girmez?

A. Hava kirliliğinin canlılar üzerine etkisi
B. Radyasyonun tıbbi amaçlar için kullanılması
C. Kalitesi düşük metal cevherlerinin belirlenmesi
D. Doğal, yenilenebilir enerji kaynaklarının araştırılması
E. Biyoremediasyon (biyolojik parçalama) ile kirlenen suların arıtılması

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 9.
Image

Bir hücrede; Yukarıdaki tepkimelerinden, ortamdaki amonyak miktarını artırabilen ve azaltabilenler aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?

Amonyak Miktarını                   Amonyak Miktarını

Artırabilenler                            Azaltabilenler

A. I ve V                                     III, IV ve VII
B. II ve VI                                       I ve III
C. III ve IV                                       I ve II
D. IV ve VI                                       Yalnız V
E. IV ve VII                                       Yalnız III

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


Soru 10.

Öğretmen sınıfta öğrencilerine aşağıdaki bilgiyi vermiştir. "Monosakkaritler bitki hücrelerinde fotosentez tepkimeleri ile üretilebilir." Öğretmen numaralandırarak tahtaya aşağıdaki karbonhidratlar yazmıştır.

I. Glikoz

II. Riboz

III. Fruktoz

IV. Deoksiriboz

V. Galaktoz

Öğretmenin öğrencilerine verdiği bilgiye dayanarak tahtaya yazdığı karbonhidratlardan hangileri bitki hücrelerinde üretilebileceğini yazarak belirtiniz.

Doğru Cevap İçin Tıklayınız...


BiyolojiHikayesi

Öğrencilerimizin TYT (Temel Yeterlilik Testi) ve AYT (Alan Yeterlilik Testi) gibi sınavlara hazırlanırken kullanabilecekleri bilgileri sunuyoruz. Biyoloji konularında güçlü bir temel oluşturmak ve sınav başarınızı artırmak için doğru adrestesiniz!

Bilgilerimiz

Adres

Efeler-Aydın

Email

info@biyolojihikayesi.com

Phone

................

Bülten

© Biyoloji Hikayesi. All Rights Reserved. Designed by Biyoloji Hikayesi
Distributed By: Hamza EROL